Si̇vi̇l toplum kuruluşları devleti̇n i̇şleri̇ni̇ üstleni̇yor

Bu yazı 18 Aralık 2018 tarihinde yayınlanmıştır

Londra’da faaliyet yürüten dernek, kuruluş ve vakıfların kendilerine ait bir bina istekleri hep vardı. Politikaya aktif olarak girdikten sonra bu isteklerin çok fazla olduğunu gördüm.

Devlet ve çeşitli fonların verdiği yardımlardan yeteri kadar yararlanamayan ve sadece üyelerden aldıkları aidatlarla çalışmalarını yürüten dernekler ağır kira yükü altında eziliyorlar.

Bu dernekler arasında bir tanesi var ki İngiltere’de neredeyse yarım asıra varan geçmişi olmasına rağman çalışmalarını yersiz yurtsuz sürdürüyor. Son on beş yılını yakından bildiğim Türk Toplumu Futbol Federasyonu, toplumlar üstü bir çatı örgüt olarak bir mekan sahibi olmayı çok istiyor ve bunu hakediyor. Sadece Londra’da Türkçe konuşan gençlere değil bir çok farklı kesimede hizmet sunan TTFF, toplumlararası kaynaşmaya da vesile oluyor. Geçen hafta bu konuda bilgi alış verişi yapmak amacıyla Türkiye’nin Londra Başkonsolosu Çınar Ergin bey ile görüştük. TTFF Başkan ve As Başkanı ile ziyaret ettiğimiz Başkonsolos Sayın Ergin fikirlerimizi olumlu karşıladı. Aynı şekilde TTFF Başkanı Serdar Sarı Bey’in Kuzey Kıbrıs’ta yaptığı görüşmelerin de olumlu geçtiğini biliyorum. Adı, tarihi, faaliyetleri ile gerçek bir kuruluş olan Londra Türk Futbol Federasyonu bunu hakediyor. Yaşadığımız Kuzey Londra bölgesinde suç, uyuşturucu, çeteler ve gruplaşmalar artmış durumda. TTFF gibi kurumları desteklemek tam da bu noktada çok önemli.

Yedi yaşından itibaren gençleri bünyesinde toplayan spor kuruluşları, onlara disiplin, ortak amaç için mücadele, dayanışma ve rakibe saygı başta olmak üzere bir çok olumlu davranışları aşılıyor. Geçen hafta Pymmes Park’ta karşılaştığım futbol hocası Somalili Ali’nin dediği gibi, “Enfield bölgesinde yaşayan Türk ve Somalili Toplumlar yan yana fakat bir birinden çok uzak yaşıyor. Aynı Ligde futbol oynamak bu kaynaşmaya büyük katkı sağlayacaktır, bu nedenle hocalık yaptığım takımları sizin lige katmak istiyorum”. Gençlerden başlamak üzere Londra’da yan yana yaşayan toplumların tanışmasında, sistem ile bütünleşmelerinde spor ve kültürel faaliyetlerin çok büyük katkısı olacaktır.

İngiltere’ye yeni gelen toplumlar kendilerinden önce gelen ve yakın gördükleri toplumların çevresinde konumlanırlar. Özellikle aynı dili konuşan insanlar, ev kiralamak, iş bulmak, ana dillerinde avukat-muhasebeci gibi profesyonel mesleklerden destek almak için kendiliğinden yakın noktalara yerleşirler. 1980’li yıllardan itibaren Londra’ya yerleşen Türkiyeliler, Kıbrıslı Türklere yakın olmaları bundandır. Son yıllarda Bulgaristan’dan Romanya’dan gelen insanların bizlere yakın durmaları da yine aynı ihtiyaçlardan kaynaklanıyor.

İnsanlarımızın kendi içlerine dönük yaşamaları, sistem ile entegre olmak konusunda biraz isteksiz ve biraz da beceriksiz davranmaları bu konuda almaları gereken destek ve fonlardan uzak kalmalarına yol açıyor. Bir çok derneğimiz kendi imkanları ile okul gibi, vatandaş danışma merkezi gibi çalışıyor. Bu çalışmaların ileriki yıllarda mutlaka olumlu sonuçlarını göreceğiz.

Bizler Akdeniz’de sıcak iklimlerde doğup büyüyenler çabuk geliştik. Bu ülkede doğup büyüyen ikinci üçüncü nesil kuşaklar ise aynı çabuklukta hızlı gelişemiyorlar ve hayata atılmak noktasında daha çekingenler dersek sanırım yanlış olmaz. Aidiyet, kültürel ve psikolojik sorunları ile başa çıkamayan bazı insanlarımız, aileleri, çevreleri, toplum ve devlet için büyük sorun olmaya başladılar. TTFF gibi dernekler aracılığı ile bu tür gençler ile erkenden bağ kurmak herkes için iyi sonuçlar verecektir.

Derneklerimiz, devletin belediyelerin yapması gereken bir çok hizmeti yürütüyor. Bu dernekleri güçlendirmek, güvenlik, sağlık, çevre ve eğitim gibi sorunlara katkı sağlayacaktır. Futbol Federasyonu gibi çalışan kuruluşlara bir yer kazandırmak, Türkiye’nin, KKTC’nin, Londra’da yaşadığımız yerel yönetimlerin ve toplumun kendisinin de görevi olmalıdır.