Mustafa Çetinkaya
İngiltere’de bu hafta yaklaşık 9 milyon öğrenci yeniden ders başı yaptı. 4.5 milyonu ilkokula, 3.2 milyonu ise devlet ortaokuluna gidiyor. Özel okulları da ekleyince sayı yaklaşık 9 milyon. Büyük rakamlar, büyük umutlar… Ancak eğitim yılı sadece heyecan ve yeni başlangıçlarla değil, yıllardır çözülemeyen sorunlarla da açılıyor.
Okulun Bedeli
Her yıl gündeme gelen okul maliyetleri bu kez daha yüksek sesle konuşuluyor. Aileler, çocuklarını okula gönderebilmek için yılda ortalama 2.000 sterlinden fazla harcama yapmak zorunda. Kıyafet, kırtasiye, spor ekipmanları, müzik dersleri ve okul gezileri dar gelirli aileler için büyük yük. Bir öğrencinin bazı dersleri sadece “pahalı” olduğu için seçememesi, eğitimde fırsat eşitliği ilkesini baştan zedeliyor. Son araştırmalara göre, ücretsiz okul yemeği hakkına sahip öğrencilerin neredeyse dörtte biri, “maliyet nedeniyle bazı dersleri alamıyorum” diyor. Daha varlıklı öğrencilerde bu oran sadece %9. Yani eşitsizlik daha ders seçme aşamasında başlıyor. İngiltere’de bir çocuğun okula yıllık maliyeti ortalama 2.275 sterlin. Zor geçinen aileler için bu rakam yalnızca bir sayı değil, geleceğe kapanan birer kapı.
Sınıflar Kalabalık, Öğretmenler Yorgun
Bir diğer tartışma konusu ise öğretmen açığı ve iş yükü. Pandemi sonrası derinleşen yorgunluk hâlâ etkisini gösteriyor. Öğretmenler düşük maaş, artan iş yükü ve sürekli değişen müfredattan şikâyetçi. Büyük şehirlerde sınıf mevcutları 30’u aşıyor; bu da hem öğretmenlerin işini hem de öğrencilerin öğrenme kalitesini olumsuz etkiliyor.

Çocuk Yoksulluğu ve Eşitlik Meselesi
Ücretsiz okul yemeği alan öğrenci sayısındaki artış, aslında birçok ailenin geçim sıkıntısının bir göstergesi. Yeterli beslenemeyen bir çocuğun okulda öğrenmeye odaklanması ne kadar mümkün olabilir? Eğitimde fırsat eşitliği yalnızca bir politika başlığı değil; ülkenin geleceğine yapılacak en büyük yatırımdır. İşçi ya da kebapçı bir ailenin çocuğu, eğitim eşitliği sayesinde Oxford’a gidebiliyor ve dünyanın her yerinde iyi bir hayat kurma şansı yakalayabiliyorsa işte bu gerçek eşitliktir. Bizim toplumumuzdan da artık eğitime ilgi arttı, başarılı örnekler var; görüp duyuyoruz. Toplum adına gurur verici, arkadan gelen çocuklar için de güzel rol modeller oluyorlar. Ancak sanki bu ilgi ve hırsın rehberlik kısmı eksik gibi. Anne babalar kendi özlem ve hırsları yerine öğrencilerin yetenekli oldukları alanlara yönlendirilmesi konusunda daha dikkatli olsalar. Bu hem zaman hem de para kaybını önleyebilir. Bir öğrenciyi üç yıl piyano kursuna gönderip bir seviye atlayamıyorsa, yeteneği başka yerdedir.
Söz Değil, İcraat Gerek
Politikacılar her yıl aynı sözü veriyor: “Her çocuğa en iyi başlangıcı sağlayacağız.” Güzel sözler… Ama kalem, defter ya da müzik aleti bulmakta zorlanan çocukların olduğu bir ülkede, söz değil, icraat belirleyici olur. Çocuk parası yardımlarındaki kesintiler örneğin, çok dikkatli olunmalı, çok sayıda çocuk için bu küçük paralar büyük umutların kapısıdır. Ders zili sadece okullar için değil, fırsat eşitliği için de çalıyor. Eğer bugünün çocukları hayallerini maliyetler yüzünden ertelemek zorunda kalıyorsa, yarının toplumunu da hep birlikte yoksullaştırıyoruz demektir. Hem de bunu, dünyanın en iyi üniversitelerine sahip, eğitimin büyük ölçüde ücretsiz olduğu, dünyanın en zengin ülkelerinden birinde yapmak hiç adil olmaz.
- Kaçak Göçmen ‘Out’, Nitelikli Göçmen ‘In’
- Yapay Zekâ İşsizliği Artırır mı?
- İngiltere Ekonomisi Durağanlığa mı Gidiyor ?
- Labour’un Tehlikeli ve Zor Sınavı
- İstifa
- Vatan, Bayrak, Göç, UK
- Kış Soğuk Geçecek, Faturalar Sıcak Gelecek…
- Çocuk Yardımını Kimler Alabilir, Ne Kadar Alabilir?
- Yağmur Ülkesi İngiltere’de Su Krizi Kapıda
- Karbon Pasaportu ve Yardım Alanlara Yurt Dışı Kısıtlaması



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON





