Faruk Eskioğlu
Londra’da yaşayan ressam Doğan Örs, 16 Eylül pazartesi akşamı yaşadığı Londra’da yaşamını yitirdi. Uzun süredir sağlık sorunları yaşayan Örs 2 Eylül 2023’te açtığı “A Life of Painting” sergisinde son kez dostlarıyla biraraya gelmişti.
Türkiye’de cezaevinde tanıştığı ressamlık sürgün yaşamında da yol arkadaşı olan Doğan Örs’ü Londra’da Bizim’Kiler kitabımda “Umudun ressamı: Doğan Örs” başlığıyla anlatmıştım. İşte özetle o yazım dostlar: Doğan Örs 68 kuşağından bir ressam.Siyasi duyarlılığını resimlerine de yansıtıyor. Grizu, soykırım, direniş, özgürlük gibi kavramlar onun resimlerinde yüzleşiyor…
1960’ların sonunda THKO’ya ve TDY’ye sempati duyar. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 döneminde uzun yıllar mapus yatan Örs, çocukluğunda başladığı resim serüvenini cezaevinin zor şartlarında da sürdürür. Diş ve traş fırçalarını bozarak yaptığı fırçalardan çıkan eserleri Türkiye’nin büyük ressamları Fikret Otyam ve Avni Arbaş’ın takdirini kazanır. Sol geçmişi ve eşinin hastalığı onu Londra’ya “politik sığınmacı” olarak savursada o yüreğini karartmayan ve her daim resim yapan içimizden birisi…

Doğan Örs, 1947 Malatya Akçadağ Ören’de bağ bahçe işleyen Alevi Türkmen bir ailenin 7 kardeşten 4. Sırada doğar. Çocukluğu “haşin ve anarşist” geçer. İlk sanatsal deneyimim dediği Ahmet Dayı’nın bahçesini koruyan dikenli telleri çözerek tel arabalar kumdan heykeller ve karakalem resimler yapar. İlkokulu Ören’de bitirince ortaöğrenim için Malatya’ya gider. Sol ile ilkokulu bitirdiğinde tanıştığını söyleyen Örs’ün kahvelerdeki Che ve orak çekiç resimlerinden hoşlandığını söylüyor.
“Benim için nezarete girmek benim için tel arabası sürmek gibi zevkliydi” diyen Örs, lisedeyken gıyabında tutuklanma kararı çıkınca Ankara’ya gelir. O yıllarda THKO’ya sempati duymaya başlar. Alpaslan Özdoğan, Hasan Atol, Atila Keskin, Kadir Manga Hüseyin İnan, Sinan Cemgil ile tanışır. 1969’da da Filistin’de Ebu Cihad grubunda gerilla eğitimi için gider. 1970’de Denizlerin idam edilmemesi için başlattıkları imza kampanyası sırasında “Gizli örgüt üyesi olmak ve yardım etmek”ten tutuklanır ve 74’e kadar sırasıyla Mamak, Malatya ve Sivas cezaevlerinde yatar.
Cezaevinde resim yapmayı sürdüren Örs “Malatya’da gardiyanlara rüşvet vererek diş ve traş fırçalarını biçimlendirerek resim yapıyor, bitenleri de rulo yaparak dışarıya gönderiyordum. Cezaevi’nde çıktığımda Karaoğlan fırtınası esiyordu” diyen Örs, Hüseyin İnan’ın önderlik ettiği Türkiye Devrimi’nin Yolu hareketine katılarak işçileri örgütleme çalışmalarına katıldığını anlatıyor…
1978’de eşi Fazilet ile evlenir. Sinan (1978), İnan (1981) isimli 2 oğlu olur. 12 Eylül’de aranmaya başladığında Ankara’dadır. Kullandığı sendikanın arabasına, çaldığı “kordiplomat” plakasını takarak kontrol noktalarını aşar. Babasının cenazesinde ihbar sonucu yakalanır. Cezaevinde işkence görür.Şair Ahmet Telli ve Hasan Heybetli ile aynı damda yatar.
Cezaevinde resim yapmayı sürdürür. Ressam Fikret Otyam, Avni Arbaş ve Hakkı Torunoğlu ile yazışır, yaptığı resimlerinin fotoğraflarını onlara gönderir. Örs, “Hücrende ışık yok. Arkadaşın diş fırçası, traş fırçası…
Onları bozup kıvamına getirmişsin… Çok zor şartlarda resim yapmaya çalışıyorsun. Böyle bir ortamda Filistin’deki katliamı resmederken jandarma tekmelemeye kalkıyordu.
Sigara paramı rüşvet vererek resimleri kurtarmaya çalışıyordum” diyor. 1984’de cezaevinden çıktığında Malatya Güzel Sanatlar Galerisi’nde Otyam ve Arbaş’ın desteğiyle “Dam’da 84” başlıklı ilk sergisini açar.
Malatya’da büro açar. Kötü günlerin geri kaldığını düşünürken eşinin böbrek sorunu ortaya çıkar. Ankara’ya dializ tedavisine gelir. Siyasi geçmişi yurtdışına çıkmasına engeldir.
Umut yurtdışındadır. 1987’de eşiyle Londra’ya gelir ve iltica eder. İki kez gizlice ziyaret etme dışında Türkiye’ye gidemeyen Örs, geride resimlerini bırakmak zorunda kalır. “Resimler bebek gibidir, korumanız gerekir.
Burada bile koruyamadım” diyen Örs şöyle devam ediyor: “Londra’da çalıştığı büyük boy resmin üçe bölündüğünü, resmin üzerine çiviyle başka bir resim asıldığını acıyla anlatıyor. Örs resim Aristokrat işi, resim yaptığında 300 metrekare yerin olmalı. Dinlendireceksin, soğutacaksın, kurutacaksın… Ben terimi sürüyorum resme. Burada da direniyorum… Yoktan var ediyorum. Tane tane çalışıyorum. Bana sahip çıkan arkadaşlarımda resimleri olsun istiyorum… Para için yola çıkmayacaksın… 10 yaşında kızları 10 dolar karşılığında satılıyorsa, bu beni incitmeli. Eğer resmetmezsem ‘senin sanatçılığına tükereyim’ deseler yeri olur.”
Londra’da resimle para kazanamadığını anlatan Örs, deri ve gümüş işi yaptığını fakat ticarette başarılı olamadığını, bir süre de Turkish Bank’ın şubelerine dekorasyon ve bina bakım hizmeti verdiğini anlatıyor.
- Londra’da ev almak için iyi bir zaman mı?
- Londra dünyanın en iyi şehri…
- Londra’dan iki cesur gazeteci geçti…
- Saygın şirketlerin “asgari ücret” entrikası
- İngiltere’deki Kıbrıslı Türk toplumu da KKTC seçimlerini heyecanla bekliyor
- İngiltere’deki devlet hastanelerinde yıldız dönemi…
- Bütün göçmenler bir günlük genel greve gitmeli
- Robinson, İşçi Partisi’ni etkiler mi ?
- Nereden çıktı bu veraset vergisi ?
- Türkiye’den, İngiltere’de emlak ve banka kredisi almak olası



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON





