Yaz mevsiminin kapımıza dayandığı bu günlerde bir çok kişiyi tatil heycanı sarmış durumda. Tatil anlayışı kişiye göre farklı elbette, ancak ‘Bronzlaşmak’ denilen olgu neredeyse herkesin ortak noktası. Bir çok insan tatile sadece bronzlaşıp estetik açıdan daha hoş bir görünüme sahip olmak için gidiyor.
Özellikle son yıllarda bronzlaşarak daha güzel görünmek uğruna sağlığından olan bir çok insan var. Bu günkü yazımda güzellikten çok sağlık açısından daha önemli olan ‘bronzlaşma’ konusunu uzmanların dilinden sizler için araştırdım.
Uzmanlar 1960’lı yılların başlarından beri, tüm dünyada cilt kanseri vakalarında önemli bir artış olduğunu, bunun nedeninin ise insanların geçmiş dönemlere göre daha fazla güneşte kalmasına ve güneşten yanmış, bronzlaşmış bir cildin güzellik ve sağlık göstergesi olarak kabul edilmesine bağlıyorlar.
İstatistiklerin ortaya çıkardığı bir başka gerçekçe ise geçtiğimiz yüzyılda, cilt kanserinin en tehlikeli türü olan melanomdaki görülme sıklığının, geçmişe göre 20 kat artmış ve bu artışını da sürdürüyor olmasıdır.
Bronzlaşma Nedir, Nasıl Gerçekleşir?
Bronzlaşma, ciltte bulunan pigment hücrelerinin güneş ışınlarına karşı gösterdiği reaksiyondur. Ultraviyole A ve Ultraviyole B ışınlarının cildimize temas etmesiyle cildimizde pigment üreten hücreler harekete geçer. Güneşe çıktıktan birkaç saat sonra ilk gördüğümüz reaksiyon ciltte oluşan kızarıklıktır. Eğer güneş altında fazla kalınmışsa, bu kızarıklıklar aşamalı olarak güneş yanığına dönüşür. Aşırı bir kızarma, su toplama ve soyulma oluşabilir.
Vücut güneş ışınlarını almaya başladıktan 48 saat sonra pigment hücrelerinin pigment üretimi artar. Yavaş yavaş cilt renginde bir koyulaşma görülmeye başlar. Cildin koyu tonlara doğru renk değiştirmesine bronzlaşma denir.
Cild Zarar Görmeden Nasıl Bronzlaşılır?
Güneşe çıkış saatlerine dikkat ederek cildimize zarar vermeden bronzlaşma sağlanabilir.Bunu sağlamanın ilk aşaması güneşlenme işleminin sabah saat 10 dan önce ve saat 4 den sonra yapılmasıdır. Bu zamanlarda güneş ışınları atmosferden süzülerek gelir, bu yüzden cilt için oldukça zararsızdır. Güneşe ilk çıkıldığında zaman kısa tutulmalı ve cilt güneş ısınlarına alıştıkça kalınan süre yavaş yavaş artırılmalıdır.
Kullanılan güneş ürünlerinin kaliteli, koruyuculuklarının fazla olması ve doğru uygulama yapılması sağlıklı bir bronzlaşma için tavsiye edilir. Güneşte kaldıktan sonra cildi duru su ile yıkayarak tuzdan arındırmak çok önemlidir. Güneşlendikten sonra cildin kurumasını ve kırışmasını engellemek için cilt tipine ve rengine uygun nemlendiriciler kullanılmalıdır. Böylelikle cilde zarar vermeden bronzlaşma sağlanabilir.
Bronzlaşma Deri Kanseri Riskini Artırır Mı?
Bronzlaşma kelimesinin tıp dilindeki anlamı cildi güneşin zararlı ışınlarından korumaya yarayan pigment hücrelerinin üretim yapmasıdır. Cildimizdeki hücreler güneş ışığına karşı reaktif olarak pigment üretirler, bu pigmentler de cildi ve cilt altı dokusunu zararlı ultraviyole ışınlarından korur. Bu sebeple bronzlaşmanın aslında deri kanserine karşı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak tehlikesiz güneş ışınları altında yapılmalıdır.
Özellikle beyaz tenliler, bronzlaşmadan önceki safhada eğer çok şiddetli güneş yanığı yaşamışlarsa ileriki yaşlarda deri kanserine uğrama olasılıkları artar. Bronzlaşmanın yumuşak bir geçişle olması ve cildin güneş yanığına uğrayacak derecede güneş ışınlarına maruz kalmaması deri kanseri riskini azaltır.
Bronzlaşmanın Yararı Sadece Estetik Midir?
Bronzlaşmanın daha hoş bir görünüm kazandırmak dışında sağlık açısından da faydaları vardır. Güneş ışınları vücudumuzun ihtiyacı olan D vitaminine ulaşmamızı sağlar. D vitamini öyle bir vitamindir ki, tek başına ağızdan alarak vücuda depolamak mümkün değildir. Sadece güneşle temasımız sırasında D vitaminini vücudumuza alabiliriz.
D vitamini eksikliği durumunda ise raşitizm olarak bilinen kemik hastalığı, kemiklerin eğilmesi ve başka sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Güneşte kalmak, vücudumuzda mutluluk hormonu olarak bilinen endorfinin üretilmesine olumlu katkıda bulunur. Kişilerin daha sağlıklı bir psikolojiye sahip olmasını sağlar. Güneş ışınları ve bronzlaşmanın mikroplara karşı direnci arttırması gibi faydaları da mevcuttur.
Beyaz Tenliler Güneşlenirken Nelere Dikkat Etmeli?
Beyaz tenlilerin güneş ışığına duyarlılığı, buğday tenliler ve esmer tenlilere göre çok daha fazladır. Beyaz tenli kişilerin güneş ışınlarının çok dik gelmediği zamanlarda güneşlenmeye başlamaları daha doğru olur. Güneş ışınları sabah saat 10.30’dan önce ve akşam saat 16.00’dan sonra dik gelmeyeceği için bu aralıklarda güneşlenmeye dikkat edilmelidir.
Güneş ışınlarının son derece dik geldiği saatlerde güneşlenmeye kalkan beyaz tenliler çeşitli yanmalar ve kızarıklıklarla karşılaşabilirler. Böyle durumların önüne geçebilmek ve tatillerini mutlu geçirebilmeleri için beyaz tenlilerin tatilleri boyunca esmer tenlilere göre daha çok dikkat etmeleri gerekir. Güneş için uygun saatleri ve yüksek faktörlü kotuyucu kremler kullanmalıdırlar.
Esmer Tenliler Güneşlenirken Nelere Dikkat Etmeli?
Esmer tenlerde yeterince pigment hücresi ve koruyucu pigmentler mevcuttur. Bu nedenle esmerler beyaz tenlilere göre güneşe çıktıklarında daha şanslıdırlar. Beyaz tenlilerde görülen güneş ışınlarına karşı ani reaksiyonlar çoğu zaman esmer ciltte ortaya çıkmaz. Ancak aşırı güneş ışınlarından her cilt yapısı etkilenir. Bu nedenle esmer tenlilerde güneşli havalarda, güneşsiz ve bulutlu havalarda ya da rüzgarlı ortamlarda esmerler güneş yanığına uğrayabilirler. Bu sebeple özellikle denizde, teknede, rüzgarlı bir ortamda ya da dağda olduklarında güneşin ultraviyole ışınlarının kendilerini etkileyebileceğini unutmayıp güneş kreminden faydalanmalıdırlar.
Çocuklar Güneşlenirken Nelere Dikkat Etmeli?
Çocukların güneşte kalış sürelerine dikkat etmek sağlıkları için çok önemlidir. Çocuklar yetişkinlere göre çok daha çabuk güneş yanığı olabilir, daha çabuk güneş çarpması geçirebilirler. Bu durum ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Çocukları güneş ışınlarının daha az zararlı olduğu sabah saat 10’dan önce veya akşam üstü saat 4’ten sonra güneşe çıkarmak tavsiye edilir. Bununla beraber bebek cilt tipine uygun koruyucu kremlerle, bebekler ve küçük çocuklar güneşin zararlı etkilerinden korunmalıdır. Suda kolaylıkla eriyip gitmeyen, yüksek faktörlü koruyucu kremlerin kullanılması çocuklar için idealdir.
Yaşlılar Güneşlenirken Nelere Dikkat Etmeli?
Yaşlılar çocuklar gibi güneş ışınlarına karşı daha fazla duyarlılık gösterir. Bu sebeple güneşe çıkmadan önce bazı önlemler almaları gereklidir.
İleri yaştaki insanlar güneşlenirken mutlaka güneş ışınlarının dik geldiği saatleri değil yatay olarak geldiği saatleri tercih etmelidir. Gün içerisinde güvenli saatlerde bile ileri yaştaki insanlar mutlaka başlarını güneş ışınlarının direk temasından bir şapka yardımıyla korumalıdırlar.
Yaşlıların sıklıkla karşılaştığı yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibi hastalıklar yoğun güneş ışığının ve sıcağın etkisiyle tetiklenmektedir. İleri yaş grubunda ise güneşlenme sonrası, kalp krizi ya da felç atağı gibi durumlar ortaya çıkabilir. Yaşlılarda, fazla güneşlenmenin bir sonucu olarak güneş çarpması da gözlemlenebilir. Bu sebeple sağlıklı güneşlenmeye özen gösterilmelidir.
- Stil sahibi bir şehir (Rochester)
- Zamanın ötesinde bir lider ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’
- Sibel Tüzün ile Moda
- Sibel Tüzün Londra’da ses eğitimleri veriyor
- Yaz Mevsiminde Saç Bakımının Püf Noktaları
- 2021 Mayo Trendleri
- Güneşli Günler
- Ayakkabı modaya değil ayak sağlığına uygun olmalıdır
- Kıvırcık saçlar
- Saçın Yapısı