
Nörodiverjan terimi Avustralyalı sosyolog Judy Singer 1998 tarafından icat edildi. Terim beyinlerin ‘standart’ veya ‘normal’ beyin olarak kabul edilen beyinden farklı çalışan insanları tanımlamayı amaçlamaktadır. Nörodiverjan bir spektrum olduğundan, hafif farklılıklar veya önemli varyasyonlar olarak kendini gösterebilir.
Dünyayı ‘standart’ olarak düşünen ve görenlere sıklıkla ‘nörotipik’ denir ve bunun dışında farklı düşünen ve gören bireyleri ise ‘nörodiverjan’ olarak değerlendirir. Singer (1998) bu tür beyin farklılıklarına sahip kişilerin çoğunlukla haksız yere ötekileştirildiğine dikkat çeker. Nörodiverjan insanları ‘nörotipik’ insanlardan ayıran tek şeyin, nöro-farklı bireylerin dünyayı genellikle ‘tipik’ olarak kabul edilenden farklı şekillerde görmesi, deneyimlemesi ve onunla etkileşimde bulunmasıdır. Dünya genel olarak nörotipik insanların nispeten dar deneyimlerine daha çok hitap ettiğinden, nörodiverjan bir kişi için bu zorluklar çok olabilir. Son yıllarda genel olarak toplum, nörodiverjan bireylerin varlığı ve nörolojik farklılıkların yanısıra sahip oldukları benzersiz beceriler ve karşılaşabilecekleri benzersiz zorluklar konusunda daha büyük bir bilinç geliştirmektedir.
Nöroçeşitlilik hareketi, nörolojilerine bakılmaksızın tüm bireylerin haklarını ve kabülünü savunan bir sosyal adalet hareketidir. ‘Nörotipik’ olmanın tek yol olduğu fikrine meydan okumayı amaçlar ve bunun yerine beyin işleyişinin çeşitliliğini kucaklar.
Hareket otistik toplumda en güçlü olsa da epilepsy, Tourette Sendromu, disleksi gibi çok çeşitli nörolojik deneyimleri kapsıyor. Bu deneyimlerin çoğu birbirinden açıkça ayrılmalıdır. Ayni tanıya sahip iki kişi dünyayı ve bedenlerini ayni şekilde deneyimleyemezler. Ayrıca, nörolojik bir durum tanısı alan birçok birey ayni zamanda eşlik eden hastalıklar olarak adlandırılan durumları da yaşayacaktır.
Neurocosmoplotanism blogun yazarı Nick Walker, ‘Nöroçeşitlilik paradigması’ olarak adlandırdığı şeyin üç ilkesini şöyle açıklıyor:
- Nöroçeşitlilik, insan çeşitliliğinin doğal ve değerli bir biçimidir.
- Tek bir ‘normal’ veya ‘sağlıklı’ tipte beyin veya zihin ya da tek bir ‘doğru’ nörobilişsel işleyiş tarzı olduğu fikri, kültürel olarak inşa edilmiş bir kurgudur ve artık geçerli değildir. İNSANLIĞIN GENEL REFAHI TEK BİR ‘NORMAL’ VEYA ‘DOĞRU’ ETNİK KÖKEN, CİNSİYET VEYA KÜLTÜRÜN OLDUĞU FİKRİNDEN DAHA ÖNEMLİDİR!
- Nöroçeşitlilik açısından ortaya çıkan sosyal dinamikler, diğer insan çeşitliliği biçimleri ile ilgili olarak ortaya çıkan, sosyal dinamiklere benzer. Bu dinamikler, toplumsal güç eşitsizliklerinin dinamiklerini ve çeşitliliğin benimsendiğinde yaratıcı potansiyel farkındalığını, sağlayan dinamiklerdir.
Nöroçeşitlilik hareketin sesleri çoğalıyor; savunuculuk yapıyor, tartışıyor, israr ediyor, suçluyor, politikayı etkiliyor ve araştırma tasarlıyor! SİZ DE BU HAREKETI BENIMSEYEREK, BEYNİ FARKLI ÇALIŞAN İNSANLARA DEĞER VERİLDİĞİ VE SAYGI DUYULDUĞU VE ‘TİPİ’ NE OLURSA OLSUN, HERKESIN GELİŞEBİLECEĞİ KAPSAYICI BIR ORTAM YARATILMASINA, YARDIMCI OLABİLİRSİNİZ!
Sevgi ve sağlıkla….
Dr Gozde Arslan
- Okullar Başladı: Hem Çocuklar Hem Ebeveynler İçin Zorlayıcı Bir Geçiş Olabilir
- Sosyal Medya Çağında Otizmle Ebeveynlik
- Göçmen Topluluklar İçin Büyük Fırsat: Otizm Yasası 2009 Üzerine Görüş Bildirme Zamanı!
- Politik Belirsizlik ve Ruh Sağlığı
- Çocuklara Gerçekleri Anlatmak: Sağlıklı ve Duygusal Bir Yaklaşım
- Çocuğunuz İngiltere’de ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini alabiliyor mu?
- Bir Feministin Gözünden Uluslararası Erkekler Günü – 19 Kasım
- Psikoloji ve Politika
- Siz Hiç Gökkuşağı Kelebeğini Gördünüz Mü?
- Sosyal Medya ve Psikolojik Bilgi