
Saygı nedir biliyor musun? Adam yerine koymak; şapka çıkarmak; önünde minnetle eğilmektir. Saygı bir kereliğine adam yerine koyulmanın; bir an olsun şapka çıkarılmanın, omuzunu sıvazlayan hatırlı bir elin varlığına dünyaları değişmemektir. Saygı içten kabullerin yarattığı mutluluklar yumağıdır. Kabul ediyorum… sen de insansın; Kabul varsın; kabul, seninle beraber yaşayacağım; kabul, senden üstün değilim; kabul, büyüğümsün ve benden daha tecrübelisin; kabul, küçüğümsün, bizim geleceğimizsin diyebilmektir. Saygı, farkındayım varsın; farkındayım senden öğrendim; farkındayım bu işi en iyi yapansın sözlerini önce kendine kabul ettirip, sonra sayılana ifade edebilmektir. Kendi varlığına, kadına, çocuğa, hayvana… Alın terine, emeğe, rakibe, esere… Yeni doğana, ölene, kalana, gidene… Milletlere, devletlere, insanlığa… Eşe, dosta, akrabaya. Vatanı borçlu olduğun atana, şehidine, gazine… Seni besleyen topraklara, havasına, suyuna, kuşuna, köpeğine, karıncasına… Ölüye, diriye; acıya, neşeye… O gün tanıştığına, hiç unutamadığına, kahrını çekene, sana dayanabilene, kırık dökük halini kabul edene itibar etmektir. Piyanosunu konuşturanı, hazır cevabıyla susturanı; sınırını bileni, sınırları kaldıranı; şiirler döktüreni, kök söktüreni, bilincine kök salanı, kalbine yerleşeni değerli bulmak, el üstünde tutmaktır.
Saygı, müspet tüm sıfatlara yüzümüzü dönmektir. Prensip sahibini, yetenekliyi, zekiyi, özgüvenliyi, donanımlıyı örnek almaktır. Mahiri, mahareti pusula yapmaktır. Onları örnek göstermek ve tavsiye etmektir. Milyonlarca Türk gencinin Nobel ödüllü Aziz Sancar’a; Aziz Sancar’ın büyük önder Atatürk ‘e; Atatürk’ün bilime beslediği duygudur saygı. Sazın ustası Neşet Ertaş’a, sözün erbabı Aşık Veysel’e hayranlık beslemektir. Olmayan kollarıyla şampiyon olan yüzücüyü, görmeyen gözleriyle müziği ve onun notalarını şaha kaldıran müzisyeni defalarca tasdik etmektir. Saygı duyulan, saygındır ve saygınlık motive eder; heveslendirir; hareketi tetikler. Saygın kişilikler böylelikle yaşadığı toplumları etkiler. Saygın insanlar ardından gelenler için rol model olurlar. Saygınlık temaları insanlığı kendi tarafına doğru yönlendirir.
Ve saygı rahatlatır. Tamam sorun yok, önümüze bakalım, devam edelim manasına gelir. Saygı duymak, bedene ve ruha rahat bir nefes aldırır. Gerçek manada saygı duygusuna erişebilmek, kabullenmediği yiyeceği kusarak kendine gelen midenin rahatlaması gibidir. El sıkışarak arazi meselesini sonlandıran çiftçinin, ekerek şenlendirdiği topraktan fışkıran sevinç vardır saygının içinde. Özelliği, niteliği, yeterliliği ve eksikliği; eşitliği ve üstünlüğü kabullenmek, bir bakıma saygı duyulan şey her neyse ya da kimse, onunla barışmak demektir. Peşin hükümleri yıkmak, fısıltı gazetelerini yırtmak demektir. Saygı bir adım öteye geçmek için karar vermektir. Takdir etmesen de, baş tacı yapmasan da salt haliyle saygı, seni kararsızlığın, önyargının karamsarlığından sıyırır. Saygı için lazım gelen kabulleniş ve içten bir ikna, gerginliği alır. Ateşi söndürürür ve acıyı dindirir. Saygı elde var sıfır halinden kurtulmanın yoludur.
Saygı çok şeydir. Karşındakinin fikrini, teklifini, sözünü, hikâyesini dinlemeye layık bulmaktır. Yanındakinin varlığını, varlığından doğan haklarını benimsemektir. Üstünde oturanın elinde olmayan gürültüsüne hak vermektir. Seni selamlamadan geçmeyen alt katındaki amcaya gülümsemektir. Büyüğün küçüğe, hızlının yavaşa, erkeğin kadına ayak uydurmasıdır. Asla beklemezken elini uzatanın, hiç ummazken gelenin kadrini bilmektir. Saygı aslolandır. Şah damarımızdır. Bizi biricik yapan en asil kutsalımızdır. Hesaba katılmak; değerli görülmek ister her insan. Onaylanmak ve yaşama katılmak güzeldir; hem de çok güzel. Hayata tutunmamızı sağlayan en temel ihtiyacımızdır saygınlık hissi. Bir ömrün boşa kürek çekerek yaşanmadığını ispat eder bu ulvi erdem. Seni yaşatan ve hayata bağlayandır. Basitçe türeyen alelade bir kelime değildir saygı. Aklı ve ruhu ile çözemeyenin ulaşamayacağı zor bir değerdir. Kavrayış ister.
İnsan olduğunu düşünüyorsan, ömründen saygıyı eksik etme. Varlığını kabullenenleri yaşat. Anneni, babanı, eşini, evladını yaşat. Seni yaşatan ne varsa önünde saygıyla eğil. Seni kayda değer bulanlara hürmet et. Başarısını kabul ettiğin kimselere şapka çıkar.
Saygı duy, saygın ol….
Hikayeyi sesli dinlemek için linke tıklayınız:
https://www.instagram.com/reel/C3AcXkzpWhj/?utm_source=ig_web_copy_link&igsh=MzRlODBiNWFlZA==
- Normal Değilim
- Londra Hikayeleri: Ahmet Aydın…
- Londra Hikayeleri: Fatma Güngör Yılmaz….”Zorluklar beni güçlendirdi”
- Londra Hikayeleri: Fahri Taşdemir ve çarpıcı göç öyküsü
- Bilinmeyen Armstrong
- Erikler açınca
- Ya Sen ?
- Londra’nın kahvesi
- Makinelere Bağlı İnsanlık
- Kırılganlık üzerine