Hepinize merhaba, geçmişime kıyasla şu an geldiğim noktada hayata çok farklı bir bakış açım var. Hatta sanki biraz fazla ciddi bakıyorum dünyaya.
Önce ne kadar sıkıcı bir hayat tarzım oluşmuş diye hayıflandım. Ama sonra mutlu oldum. Aslında bir hayat yolu çizgim oluşmuş.
Hayat amacım doğrultusunda yaşam tarzım olduğu için sevindim. Akılcı ve eylemci taraftayım.İyilik adına eylemden yanayım.
“Kuru dua ile ağaç olmaz. Ağaç isteyen tohum eker”
Mevlana
Sosyal medyada sürekli paylaşım yapıp, elini taşın altına koymayan ve eylemde bulunmayan insanlardan değilim.
Magazin programları seyretmek, moda dergileri okumak, sürekli alışveriş yapıp tüketim yapmak gibi bir durumum yok. Gece kulüplerine gidip sürekli dans etmek, alkol alıp sabahlara kadar gezmek yerine sürekli araştırıyorum ve sağlığıma dikkat ediyorum. Çünkü araştırmak için sağlıklı beden lazım.
Aklıma ve ruhuma yatırım yapıyorum. Paramı kitaplara, eğitimlere, kendimi geliştirmeye, yazılarımı daha iyi yazmak için teknolojiye harcıyorum. Eğlenmedim mi hiç? Tabi ki çok eğlendim, dans ettim, gezdim, kulüplere gittim. Özellikle Londra öğrencilik yıllarımda gayet güzel eğlendim ama hiç bir şeyin aşırısına gitmedim.
Şu anda da eğleniyorum. Muhteşem müzikler eşliğinde spor yapmayı çok seviyorum. Kulağımda müziğim sahilde koşuyorum, yürüyorum. Yazı yazarken ve faydalı kitaplar okurken, kainatla ilgili, insan ile ilgili yeni şeyler keşfederken çok büyük keyif alıyorum.
Muhteşem Türk kahvaltısına ve kahve yanında yediğim bir kaç adet kuru hurmaya bayılıyorum. Gülse Birsel’in yazdığı tarzda akıllıca komedi dizilerini seyrederken çok eğleniyorum. Dr. Joe Dispenza gibi insana faydalı kimseleri dinlerken zamanın nasıl geçtiğini bile anlamıyorum. Mümin Sekman gibi insanların başarı konuşmalarını hayranlıkla izliyorum.
Bu arada bildiğiniz gibi son senelerde kişisel gelişim sektörü çok fazla popüler olmaya başladı. Özellikle Amerika ve İngiltere gibi yerlerde insanlar daha yalnız olduğu için psikolog, terapi çok fazla tercih edilen yöntemler. Türkiye’de de özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde ruhsal ve fiziksel sağlık konuları çok popüler. Bazen moda olduğu için de çok takip edeni var o ayrı konu.
Çok iyi hatırlıyorum 2006 yılında, İstanbul’un iyi semtlerinden birinde yaşarken insanlar bu tarzda düşünce gücü, kuantum fiziği ve her şeyin atomlardan oluşmasına hurafe ve fal gibi bakıyorlardı. Garip geliyordu anlattıklarım çevreme.
Şimdi ise tam tersi abartılı şekilde bu sektörde bir suiistimal var. Aslında bireysel kişisel gelişim için günümüz imkanları çok fazla. Artık internetten her şeyi araştırmak çok kolay. Kitaplar çeşit çeşit ve ulaşılabilir.
Bunlara rağmen çok dikkatli olmakta fayda var. Çünkü bilgi adı altında dolaşan çok tuzaklar var. Araştırırken, öğretici seçerken çok dikkatli olmak gerekiyor. Ama bir taraftan da insanın ihtiyacı neyse o kitabın veya o öğreticinin karşısına çıktığına inanıyorum. Farkındalık arttıkça, araştırdıkça, aklını daha çok kullandıkça insan artık doğru seçimler yapmaya başlıyor. Yanlış kişilerin oyunlarına gelmemek lazım.
Ben de araştırırken ve okurken her düşünceyi, bilgiyi körü körüne benimsemiyorum. Zaten bana göre kişisel gelişim ruhsal gelişim ile birlikte olmayınca etkileri geçici olan bir süreç. Artık ülkemiz de dahil tüm dünyada kitapevlerinde ‘self help books’ rafları dolu. Hele ülkemizde iyice bir coştu bu konular.
Eğitimlere bakıyorum da mavi su enerjisi eğitimi, meleklerle konuşma enerjisi eğitimi, çakraları açma eğitimi, nefes alıp verme eğitimi, koçluk eğitimi, şifalıma eğitimi, sonsuz sevgiyi bulma eğitimi, reiki, kuantum çekim yasası eğitimi, aile dizimi eğitimi, topraklama eğitimi, atalardan kurtulma eğitimi gibi daha sayamadığım türde eğitimler var.
Bilgi alınmalı ama sindirilip fazlası atılmalı. Bilgi içselleşmedikçe yarardan çok zarardır. Hayatımızı tam ve bütün hissedebilmek için dışarıdan hiç bir şeye gerek yok aslında. Ama tabi ki bunları anlayabilmek için yaşadığımız olaylar birer vesile olabiliyor.
‘”İpekböceği misali, kozanın içinden erken çıkan tırtıl kanatsız bir kelebek olur ve hatta hemen ölebilir. Bu yüzden kozadakilerin ipekböceği olma yolunda kendi planları dahilinde yol almalarından başka bir yol yoktur.”
Bazen bir kişi, bazen bir olay, bazen kitaplar, bazen filmler vesile olur ve kozanın içinde olduğumuzu anlamamızı sağlar. Çıkış yollarında kullanılacak destek malzemelerini bize gösterir. Herkesin ruhunun ihtiyacına göre ve yaşam planı ihtiyacına göre destekler gelir.
Hayat amacım dahilinde yazdıklarım da tecrübe ettiğim desteklerin benim ile aynı desteklere ihtiyacı olan insanlara ulaşmasından başka bir şey değil.
Sonuç olarak ben hayat amacımı seviyorum. Sizin de hayat amacınızı bulmanızı diliyorum.
Sevgi ile kalın…
e-mail: info@ndlondon.com
- Kendiniz Olma Alışkanlığı…
- Hayata Dair…
- Zihin, Duygu ve Beden Bağlantısı…
- 25. Kare Tekniği ve Subliminal Mesaj Nedir?
- Hayata Dair…
- Kadının Bilgeliği…
- Para Koçluğu Nedir?
- Geçmişim, İzin Ver De Gelişeyim…
- Yürek Isıtan Görüntüler Lazım…
- Motive Eden Film Önerilerim…