
Bazı babaların kızlarına söylediği bir cümle;
“Benim kızım erkek gibi. Güçlü, sağlam ve sulu göz değil. Gurur duyuyorum kızımla.”
Erkek çocukların çokça duyduğu bir cümle;
“Kız gibi sulu göz olma”
Kadınlara ve erkeklere zayıf ve kırılgan olmamak genellikle toplumsal şartlar gereği öğretiliyor. Özellikle kırılgan kadınların güçsüz olduğunu düşünenler de çoğalıyor. Belki birçok kadın bu yüzden bu yönlerini gizliyor ve daha sert, duygusuz ve daha erkeksi tavırlar gösteriyor. Aslında kadın, erkek hepimizin incinebilir bir tarafı var ve bu yönümüzü saklayarak kendimizi koruduğumuzu ve güvende olduğumuzu düşünüyoruz.
“Kırılgan olmayı alınganlık, şımarıklık, mızmızlık, prenses sendromu ve zayıflık olarak düşünenler çoğalmaya başladı.”
Bu konuda araştırmalar yapan Amerikalı Dr. Brene Brown’a göre kırılganlığımızı saklayarak aslında duygularımız hiç yokmuş gibi davranıyoruz ve farkında olmadan bütün duygularımızı uyuşturuyoruz. Hoşumuza gitmeyen bir duyguyu bastırıp susturduğumuzda her şey normale dönecek zannediyoruz ve başımıza ne geliyorsa bundan geliyor.
Kırılganlıktan uzaklaştıkça ve baskıladıkça feminen yani kadınsı tarafımızdan da uzaklaşıyoruz. Kadının kendi dişi tarafından uzaklaşması ise yaradılışa ters olduğu için bu hem hayatımıza, hem ilişkilerimize hem de fiziksel olarak vücudumuza farklı şekillerde yansıyor. Bu yansıma tahmin edeceğiniz gibi genellikle olumsuz yönde.
Sevgili kişisel gelişim uzmanı Tony Robbins’in bir seminerini izlemiştim. Katılımcılardan 60 yaş üzeri, baskın maskülen tavırları olan bir kadının sorusu üzerine onunla birebir koçluk seansı yapmıştı. Bu kadının sesi bile artık erkek gibi çıkıyordu. Aslında evli, iki çocuğu ve torunları olan normal bir kadındı. Ama çocukken aşırıya kaçan kuralları ve bunlara uyulmadığı zaman kendisini ve kız kardeşini döven bir babası vardı. Bundan dolayı savunma yöntemi olarak babasına karşı gelmeyi, sert olmayı ve duygularını gostermemeyi öğrenmişti.
Tony’nin kendine sorduğu yönlendirici sorularla bir noktada kadın kendi içinde çok büyük bir fark ediş yaşadı. Bizler bunu gözlerinde rahatlıkla görebildik. Tony kadının artık ölmüş olan babasından daha çok feminen ve kırılgan olan kız kardeşine olan nefretini ortaya çıkardı. Kız kardeşi çocukken babasına karşı kırılgan ve savunmasız davranmış, duygularını göstermiş ve ağlamıştı. Babası da onu bir daha dövmemişti. Fakat kendisi dövülmeyi doğal olarak aşağılayıcı ve haksız bir davranış olarak gördüğü için ona karşı çıkmış, duygularını göstermeyi zayıflık görmüş, ağlamamış ve bunun yerine bir erkek gibi onunla savaşmıştı. Babası onu dövmeye devam etmişti buna rağmen. O yaştan itibaren kırılgan yönünü saklamayı öğrenmişti.
Kısaca bu seminer kadını kendi kırılgan, feminen yönü ile barıştırdı. Utancı maskelememek, sürekli güçlü olmaya uğraşmak yerine mükemmel olmadığımızı kabullenmek ve duygusal anlamda risk alabilmenin herkes için büyük fark yaratabildiğini anlatan Dr. Brene Brown’a da hak vermemek mümkün değil.
Sağlıklı duygularınızı gösterebildiğiniz bir hafta diliyorum. Sevgiyle…
- Kendiniz Olma Alışkanlığı…
- Hayata Dair…
- Zihin, Duygu ve Beden Bağlantısı…
- 25. Kare Tekniği ve Subliminal Mesaj Nedir?
- Hayata Dair…
- Kadının Bilgeliği…
- Para Koçluğu Nedir?
- Geçmişim, İzin Ver De Gelişeyim…
- Yürek Isıtan Görüntüler Lazım…
- Motive Eden Film Önerilerim…