“Deneyen Kaybedebilir ama Denemeyen Zaten Baştan Kaybetmiştir…” ( Her Şey Seninle Başlar)
Geçen hafta aynı zamanda kişisel gelişim danışmanı olan arkadaşım sevgili Berna Esin ile çok güzel bir Türk kahvaltısı için buluştuk. Heyecan verici bazı yeni projelerimizi konuşurken Londra’da şahsen gözlemlediğim bir olayı kendisine ilettim. Berna şahit olduğum bu olayın çok ilginç olduğunu ve mutlaka gazetede paylaşmam gerektiğini söylediği için ben de yazmaya karar verdim.
Londra’da, özellikle merkezde yaşayanlar iyi bilir. Islington Angel bölgesi ile Regents Kanal birleşme noktasında, suyun tam üstünde, ovalimsi, dış cephesi tamamen cam olan, gemiye benzeyen modern devasa bir bina vardır. Camlı ön cephe yani oturma odaları kanala bakar. Evde olduğum zamanlar işte bu oturma odasından dışarıdaki insanları, teknede yaşayanları, yüzen kazları ve bembeyaz kuğuları seyretmeyi çok severim. Televizyon seyretmek yerine karşımdaki gerçek hayatı seyretmek diyorum ben buna.
Bugün paylaşacağım gerçek sahne karşımıza çıkan engeller ve farklı insanların bunlara verdikleri tepkiler üzerine. Geçen yaz bir gün oturma odasında,masanın üstündeki laptop’da bir proje üzerinde çalışıyordum. Her zamanki gibi kanal şeridi boyunca kadın, erkek bir sürü koşan vardı. Bilirsiniz Londra’da neredeyse herkes koşar. Regents kanalı Angel bölgesi çıkışına bağlayan platform onarım çalışması nedeni ile uzaktan net anlaşılmayan, metal tel perde gibi bir sistem ile kapatılmıştı. Bu perdenin sağ tarafı su yani kanal, sol tarafı ise haliyle duvar. Gayet odaklanmış ve tempolu şekilde koşarak gelenler birden karşılarına çıkan, önceden farkedemedikleri bu engelden dolayı küt diye durmak zorunda kalıyorlardı.
O an “işte hayat” diye düşünmüştüm kendi kendime. Hepimizin karşısına her şey rutin yolunda giderken mutlaka bazen duvar gibi engeller çıkmıştır. Ve o gün bunu düşünerek koşanların verdikleri tepkileri gözlemlemiş ve davranışlarına göre iki gruba ayırmıştım. Aldığım notlara göre;
Birinci grup davranış modeline bakarsak: Bazısı durup, engelin ne olduğunu anladıktan sonra çözüm bulmaya çalışıyor gibilerdi. Yüzlerinde hiçbir olumsuzluk ifadesi yoktu . Tel parmaklık ile duvar arasında çok dar olan bir aralık keşfettiler ve daracık yerden zorlukla geçerek yollarına devam ettiler. Bir kısmı duvarın yanındaki boşlugun varlığını araştırmadı bile. Hiç vakit kaybetmeden, suya düşme riskini göze alıp kenardaki çok dar bir yerden tutunarak geçtiler. Ben bile suya düşecekler diye heyecanlandım. Diğerleri engele gelince bir an durup, hiç moralini bozmadan gerisin geri dönüp, ivmeyi yitirmeden aynı hızda koşmaya devam etti. Belli ki tek amaçları koşmaktı ve o olmassa başkası olur misali başka yola gideceklerdi. Bu üç davranışın sahiplerinin çoğu Anglasakson beyaz ırk İngilizlere benziyordu.
İkinci grup davranış modeline bakarsak: Engele gelince durup, morali bozulan ama hiç çözüm üretmeden geri dönüp, yavaşlayarak koşmaya devam edenler oldu. Bazıları ise çok sinirlendi ve söylene söylene geri dönüp, koşmayı bırakarak yürümeye başladı. Bazısı ne sinirlendi, ne de çözüm üretti. Hemen oracıktaki banka oturdu ve koşuyu bırakıp kuğuları seyretmeye başladı. Bu gruptakilerin çoğu ise siyah ırk, Akdeniz ve doğu ırkına benziyordu. Aralarında birkaç uzak doğuluda vardı.
Bana çok ilginç gelen bu olay Mümin Sekman’ın kitabından bir tanım ile ne kadar da benzeşiyordu.
“Batı kültürü daha çok performans odaklı, Doğu kültürü ise daha çok kadercidir. Kaderci toplumlar başarıyı, “başlarına gelen” bir sonuç olarak kabul ederken; performans odaklı toplumlar başarıyı, kendi çabalarıyla elde edeceklerine inanırlar. Ama aslında İslam dininin Kader anlayışı ile Doğu kültürünün Kadercilik anlayışı aynı şeyler değildir. Kader inancında kişi elinden gelenin en iyisini yaptıktan sonra sonucu Allah’ın takdirine bırakır.”
Bu arada sosyal psikolog Geert Hofstede ise “Bir toplumun tarihi, değer yargıları, gelenek ve görenekleri, o toplumun zihniyetine yansır. Aynı zihniyete sahip bireyler, olaylar karşısında benzer tepkiler verir. Bu nedenle her birimiz, kişiliklerimizle birbirimizden farklı olsak da, ortak kültürümüzle birbirimize benzeriz” demiş.
Sadece evden dışarı bakarak yaptığım tespitler ile en son yazdığım tanımları karşılaştırırsanız bakalım siz neler düşüneceksiniz ?
Sevgimle kalın…
- Kendiniz Olma Alışkanlığı…
- Hayata Dair…
- Zihin, Duygu ve Beden Bağlantısı…
- 25. Kare Tekniği ve Subliminal Mesaj Nedir?
- Hayata Dair…
- Kadının Bilgeliği…
- Para Koçluğu Nedir?
- Geçmişim, İzin Ver De Gelişeyim…
- Yürek Isıtan Görüntüler Lazım…
- Motive Eden Film Önerilerim…