
“Türkiye’nin dışında Türkiye’yi takip etmek ya da Türkiye’yi Türkiye’de yaşayarak değerlendirmenin hem avantajı hem de dezavantajları var” denilebilir… Dışarıdan bakınca “çerçevenin tamamını görüp Türkiye’yi de küresel bir köy gibi değerlendirebilirsiniz” belki. Türkiye’de sorunları birebir yaşamak ve halkı dinlemek ise daha iyi öngörüde bulunmanızı sağlayabilir…
Tam da 17 Aralık yaygarasının koptuğu günlerde İstanbul’daydım. AKPCemaat arasındaki savaş konusundaki gözlemlerimi sizlerle paylaşmak isterim…
– CHP, Halk Tv ile sınırlı kalan muhalefetinde genel olarak cemaate dokundurmaktan kaçındı ve AKP’ye yüklendi… –
CHP sokaktaki isyanın yine arkasında kaldı. Direnişçiler tencere tava sokaklara dökülürken, CHP bir tek protesto gösterisi düzenleyemedi…
– Cemaat AKP’ye topyekün saldırdı. Her zaman olduğu gibi “Bizimle ilgisi yok” diyerek takiyye yapsa da sinsi savaş yöntemi AKP’ye kalıcı zararlar verdiği söylenebilir. Fakat AKP’nin bileğini bükemeyince ‘ıslak imzalı mektupla” tekrar tokalaşmak istediği de bir gerçek.
– AKP lideri ve Başbakan Tayyip Erdoğan, krizin ilk haftasında bocaladı ve panikledi. Sonra “komplo” söyleminin sol kesimde etkili olduğunu görünce Ergenekon ve Balyoz’un da “komplo” olduğunu partililere fısıldatarak kendisini sola kolayca anlatabileceğini keşfetti.
-Siyasi sorumluluğu bulunan AKP iktidarı artık, hiç bir siyasi sorumluluğu olmayan ve üstelik kilit noktalardaki kadrolarının faaliyetleriyle bütün sorumluluğu hükümete yıkabilecek cemaatin (ya da paralel devletin) kendisini kötüye kullandığını düşünüyor.
– İktidardaki üçüncü ayak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tavrı ise merak konusuydu… Bazı ciddi köşe yazarlarının Gül’ün AKP’nin deyimiyle “sanal paralel devletten yana çıkmasının mümkün olmadığı” görüşü daha inandırıcı…
– Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından dinlenilmesi gerçekten önemli. Feyzioğlu’nun geçmişteki komploların ortaya çıkarılması ve hukukun üstünlüğünün sağlanması ve iddiaların araştırılması için somut önerileri AKP’nin de karışık kafasını netleştirmeye katkı sunmuşa benziyor.
İddiaların araştırılması şartıyla cemaatin devlet kadrolarından tasfiye edilmesi ve bütün komploların hesabının sorulması konusunda AKP’ye geniş bir sol destek ufukta görünüyor… Cemaatle hesaplaşma bağımsız hukukta, AKP ile hesaplaşma ise sandıkta olacak gibi…
Gelelim seçmene…
30 Mart Yerel seçimlerinde akla kara belli olacak. İstanbul’dayken “Kim çalmıyor ki” diye savunma yapan AKP’liye de rastladım, “Ellerim kırılsaydı da onlara oy vermeseydim” diyene de… Gezi Parkı’nda olduğu gibi Başbakan’ın krizi kendi üslubuyla yönetmesi pek çok destekçisini ikna etmekten uzaktı. Buna rağmen seçmen “paralel devlet”i yaratan ve Türkiye’yi onlarca yıl geriye götüren AKP’yi yine birinci parti yaparsa, “başınıza geleceklere müstahaksınız” dememeli. Peki ne yapmalı? Sol kesim elindeki onca koza karşın seçmenin gözünü açamadığı için kendisinin en münasip yerine çuval çuvaldızını batırmalı.
Siyasi nabız yoklamada konuşmaya çalıştığım “küçük esnafın genellikle düşüncesini özgürce ifade etmekten çekinir halde olması siyasi baskı ve korkutmanın da gücünü gösteriyor” denilebilir.
En cesur görüş açıklayanlar ise taksi şoförleriydi. Konuştuğum taksicilerin çoğu AKP’nin rant ekonomisinin farkında ve yolsuzluğun iddia edildiği gibi oğul Bilal’e kadar uzandığını düşünüyor. Cemaate ise kızıyorlar. “İstanbul Belediyesi’nin yeni başkanı kim olacak?” sorusunu ise (garip ama gerçek) çoğunluk “Mustafa Sarıgül” diye yanıtlıyor. Siyasetteki “korkunç üçlü”den biri olan Sarıgül’ün adını daha çok duyacak gibiyiz. Diğer ikiyi de tahmin etmiş olmalısınız… Melih Gökçek ve Bülent Arınç…
- Robinson, İşçi Partisi’ni etkiler mi ?
- Nereden çıktı bu veraset vergisi ?
- Türkiye’den, İngiltere’de emlak ve banka kredisi almak olası
- Singer dikiş makinesi tatilde
- 1 Eylül “Dünya Barış Günü” kutlu olsun
- Londra’da direnişin karnavalı Notting Hill başlıyooor
- “Bir de sütlü kahve söyle”
- Uçakta sıvı yasağının asıl amacı, “terör” korkusunu kamçılamak
- “İngiltere’de ırkçılık var mı ?” diye sordunuz
- Dr. Özkan Hıfzı’nın ardından…