Günlük yaşam içerisinde yapmamız gereken bir şeyleri unuttuğumuz ya da yapıp yapmadığımız konusunda emin olamayıp yeniden kontrol etme gereksinimi duyduğumuz durumlar her zaman olabilir. Acaba ütüyü açık mı unuttum? Pasaportumu yanıma aldım mı? Çoğumuz için buna benzer deneyimler çokta yabancı değildir. Fakat bazılarımız için bu soru sorma, kuşkulanma durumu o kadar ciddi bir hal alır ki günlük yaşam yaşanmaz hale gelir. Bu takıntılar çeşitli hallerde yaşanabilir ve bazılarımız için ciddi bir sorun OCD – Obsesif Kompulsif Bozukluk olarak kendisini ortaya koyar.
OCD Avrupa ülkelerinde 4. en büyük psikolojik rahatsızlıktır, erkekleri, kadınları ve de çocukları etkileyebilir. Büyük Britanya’da her bin kişinin içinde on iki kişi OCD’den etkilenmektedir. Fakat bu rakamlar çok daha fazla da olabilir çünkü sayısız OCD rahatsızlığı yaşayan kişiler yardım istemezler. Bulundukları durumdan utanç duydukları için kimseyle konuşmamayı tercih ederler. Bazen kimseden yardım istememelerinin nedeni delireceklerini ya da çıldıracaklarını düşünmek ve bunun sonucunda örneğin çocuklarının ellerinden alınacağından korkmaktır. Böylece felakatle yüzleşmek yerine sessiz bir şekilde acı çekmeye devam ederler.
OCD yaşayanlar kendilerini durduramadıkları, istemedikleri tekrarlanıp duran düşünceler ve davranışlar içerisinde bulurlar. Bu düşünceler rahatsız edici ve kabullenmezdir, o yüzden OCD yaşayanlar bu düşünceleri kafalarından silmeye çalışırlar. Fakat kullandıkları yöntemler başarısızlıkla sonuçlandığından kendilerini ve etrafındakileri korumak için bazı davranışları yapma zorunluluğunda hissederler. Çünkü o davranışları yapmadıklarında kafalarında var olan kötü düşüncelerin olacağını ve bunun felakatle sonuçlanacağını düşünürler.
En yaygın takıntılar temizlik, el yıkama (yoksa hastalık buluşacağından korkmak), ocağı, kapıyı, pencereyi kontrol etmek (yangın çıkabilir, ya da hırsız eve girebilir), kafada sayı tekrarlama (böylece olacak kötü bir durumu engellediklerini düşünürler). Çok kötü bir hastalığa yakalanacağını düşünen kişi çözüm yolunu tekrar tekrar yıkanmakta bulabilir. Kendi çocuğuna zarar vereceğini (örneğin bıçaklayacağını) düşünen kişi evdeki tüm keskin mutfak aletlerini ortadan kaldırır. Dinsel anlamda önemli bir kişi ile cinsel ilişki yaşadığını hayal eden biri kendisini sürekli ayet okumaya zorlayabilir.
CBT yani Kognitif Davranışsal Terapi, bu kişilere yaşadıkları tecrübelerin onlara ne kadar tuhaf gelse de delirmelerine neden olmayacağını gösterir. Aslında yaşadıkları düşüncelerin normalde bütün insanların yaşayabildiği düşüncelerin abartılı halleri olduğunu ve de asıl problemin yaptıkları yanlış yorumlar sonucunda kendilerini koruma davranışlarında yattığını gösterir. Yapılan yanlış yorumlar düzeltilip, kendini koruma davranışları davranışsal deneylerle, yavaşça terk edildikçe bireyler sağlıklı yaşamına yeniden dönebilecektir.
- Kendi Romanımızın Baş ‘Kahramanı’ Olmak
- Romanımızın baş ‘Kahramanı’ olmak
- Özgür Birey Özgür Toplum
- Vicdan, Politika ve Empati
- Kendine Zarar Verme
- Konuşarak Sorunlarımı Çözebilir miyim?
- Psikolojik terapilerden neden korkuyoruz?
- Mahallenizdeki Terapist – IAPT
- Yanlış kişiyle evlenmek
- Facebook Paylaşım Savaşları!