Taze başlangıçlar..

Bu yazı 5 Ocak 2016 tarihinde yayınlanmıştır

Yeni bir yılın, 2016’ nın ilk haftası. Yazımın başlığı “Taze Başlangıçlar” ama sihirli değnek değmiş gibi bir rakam değişince günlerim değişmedi. Tatil olması güzeldi tabi ki.

Biliyorum pek taze başlamadım. Ama yazımı sonuna kadar okursanız olumlu bir şeyler ve farklı bir bakış açısı bulacağınızı düşünüyorum. Adı çok fazla duyulmamış, benim ise bir kaç defa izlediğim bir filmden bahsetmek istiyorum. Romantik komedi tarzında olmasına rağmen o kadar derin ve anlamlı mesajları var ki yazmadan geçemedim. Bu arada artık yazılarımı takip edenler insanlığa olumlu mesajlar veren, eğitim içerikli ya da içinde değerli anlamlar barındıran filmleri izlediğimi ve bazen bunları kendime göre yorumladığımı biliyorlar. Bu sefer ki Amerikan yapımı bir film ve adı “Groundhog Day”. Detaylarına fazla girmeyip kısaca konuya geçiyorum.

Ana karakterimiz Phil bir televizyon kanalında çalışıyor ve hava durumu spikeri. Görünen o ki kendisini herkesten üstün gördüğü için çalıştığı TV kanalını ve çalışma arkadaşlarını sevmiyor. Egosu çok yüksek, kimseyi beğenmeyen, memnuniyetsiz, bencil ve bunlara bağlı olarak çevresinde sevilmeyen bir adam düşünün. Bencil Phil, iyi kalpli ve güzel program yapımcısı kadın karakterimiz Rita ve kameramanımız her sene küçük bir kasabada, 2 Şubat günü düzenlenen kış festivaline program çekimi için giderler. Olaylar bundan sonra başlar. Phil sadece görev için, istemeyerek gittiği bu kasabada kaldığı otel odasında gizemli bir şekilde her gün, aynı saatte, tekrar tekrar 2 Şubat gününe uyanır. Aynı gün içinde sıkışıp kalmıştır.

Düşünsenize her gün aynı işi yapıyorsunuz, aynı yerde, aynı saatte uyanıyorsunuz, aynı işe gidiyorsunuz, aynı insanları görüyorsunuz ve aynı tarz şeyleri konuşuyorsunuz. Sürekli en sevmediğiniz günün içinde bir kısır döngü. İlk önce kendi kendime “Aman Allah’ım ne zor bir durum” demiştim. Sonra düşününce aslında birçoğumuzun rutin hayatının çok da farklı olmadığını hayretle fark ettim. Sizler de bir an düşünün bu söylediğimi.

Kahramanımız aylar geçtikçe hayatın anlamsızlığı ve kendi küçük tekrarlayan dünyası içinde artık çıldırmak üzeredir. Sonra olacakları önceden bildiği için ona göre hareket etmeye ve bunu avantaj olarak kullanmaya başlar. Önce bir banka aracını soyar ve çok fazla parası olur. Kilo ve sağlık problemi olmadan canının istediği her şeyi bol bol yer. Güzel ve alımlı sevgilileri olur. Yani bakınca birçok insanın sahip olmak isteyebileceği maddi olanaklara sahip olur. Uzunca bir süre bu şekilde mutlu mesut gider. Ama bir noktada bunlar artık yine doyum vermemeye başlar. Bu sefer gerçek aşkı arar ve Rita’ya âşık olur. Rita yı etkilemek için onun ne tarz insanlardan hoşlandığını öğrenir. Her gün yeni baştan onun beğendiği erkek olabilmek için planlar yapar. Fakat gel gör ki her günün sonunda Rita tarafından tekrar tekrar reddedilir.

Sonra birden bir şey olur ve tüm bencilliğini, başkaları ile uğraşmayı, maddi zevkleri bırakıp okumak istediği bütün kitapları okumaya başlar. Piyano dersleri, İspanyolca dersleri ve hatta buzdan heykel yapma dersleri almaya başlar. Daha sonra ruhunu fark eder. Etrafındakilere yardım etmeye başlar. Fakat bunu hiçbir çıkar gözetmeksizin, karşılıksız yapar. Yaşlı ve evsiz bir adamın hayatını kurtarmak için her gün, tekrar tekrar uğraşır ama başaramaz. Bu noktada doğum ve ölüm gibi ana konular yani kader dışında birçok şeyin kendi seçimlerimiz olduğunu anlar. Önceleri tüm maddi zevklerden bir süre sonra sıkılmasına rağmen bunlardan hiç sıkılmaz. Kendini geliştirmekten çok mutlu olur.

Rita’yı etkilemek ve onun sevgisini kazanmak için hiçbir şey yapmadığı bir an Rita ondan hoşlanmaya başlar. Çünkü artık kahramanımız birilerini etkilemek için değil kendi içinden gelerek insanlara sevgi vermeye ve yardım etmeye başlamıştır. Aslında Phil kendisini gerçekten sevdiği zaman başkalarını sevmeye başlamıştır. İşte o zaman bir mucize gerçekleşir ve sürekli tekrar eden bugün dün yerine yarın olur mutlu bir şekilde.

Tabi ki filmi seyredenlerin bir kısmı benim bu anlattıklarım yerine sadece tekrarlanan komik sahneler görebilir. Bunlar benim özde gördüklerim ve kendi bakış açım. O zaman rutin olan her günümüzü farklı ve taze yapacak olan bizleriz. Çıkar gütmeden ve beklentisiz yardım edelim. En önemlisi kendimiz ile barışalım. İşte o zaman etrafımızda bizi sevenler çoğalmaya başlayacak. 2016 ‘da öncelikle kendinizi sevmenizi diliyorum.