Başa dönmek, göğüs sıkışmasıyla nefes almak, sürekli endişelenmek, kalp çarpıntısıyla uyumaya çalışmak…
Günümüzün hızlı tempolu dünyasında, stres ve belirsizliklerle dolu bir ortamda yaşamak, anksiyetenin yaygın bir sorun haline gelmesine neden olmaktadır. Bu stres, bazen bir baskıya dönüşerek hayatımızı olumsuz etkiler. İşte bu noktada anksiyete, karşımıza çıkan birçok insanın ortak sorunu haline gelebilir. Anksiyete, kişinin içsel bir endişe, korku ve rahatsızlık hissiyle başa çıkmakta güçlük çektiği bir durumu ifade eder. Bu hafta, anksiyetenin türleri ve diğer hastlalıklarla ilişkisine odaklanarak, bu konuda daha iyi bir anlayış geliştirmeyi hedefliyorum.
Anksiyete Nedir?
Beynimiz, tehlike sinyallerini algıladığında, bir dizi biyokimyasal reaksiyonu tetikler ve vücudumuzu hazırlar. Kalp atışları hızlanır, solunum derinleşir, kaslar gerginleşir ve dikkatimiz keskinleşir. Bu tepkiler, atalarımızın tehlikeli durumlarda hayatta kalma şansını artıran bir adaptasyon mekanizmasıydı. Günümüzde ise anksiyete, sıklıkla belirsizlik, sosyal baskılar, iş stresi gibi günlük yaşamın zorluklarıyla ilişkilendirilir. Örneğin okulun ilk günü, bir iş görüşmesine gitmek ya da bir konuşma yapmak bazı kişilerde korku ve gerginliğe neden olabilir. Ancak kaygı duygularınız aşırı düzeydeyse, en az 6 ay sürüyorsa ve yaşamınızı etkiliyorsa kaygı bozukluğunuz olabilir.
Bu nedenle anksiyetenin belirtilerini tanımak, kaynaklarını anlamak ve uygun destek ve tedavi seçeneklerini araştırmak önemlidir.
Anksiyete Bozuklukları Nelerdir?
Yeni bir yere taşınmak, yeni bir işe başlamak veya bir sınava girmek konusunda endişeli hissetmek normaldir. Bu tür bir kaygı hoş değildir, ancak sizi daha çok çalışmaya ve daha iyi bir iş çıkarmaya motive edebilir. Sıradan kaygı, gelip geçici bir duygudur, ancak günlük yaşamınızı çokça etkilemez.
Anksiyete bozukluğu durumunda, korku ve endişe duygusu her zaman yanınızdaymış gibi hissettirebilir. Bu tür bir kaygı, zevk aldığınız şeyleri yapmaktan vazgeçmenize neden olabilir. Örneğin asansöre girmenizi, karşıdan karşıya geçmenizi ve hatta aşırı durumlarda evinizden çıkmanızı engelleyebilir. Tedavi edilmezse kaygı kötüleşmeye devam eder.
Bunu biliyor musun?
Anksiyete bozuklukları, duygusal bozukluğun en yaygın şeklidir ve herkesi etkileyebilir. Ancak Amerikan Psikiyatri Birliği’ne göre, kadınların anksiyete bozukluğu teşhisi alma olasılığı erkeklerden daha fazladır.
Anksiyete bozuklukları, geniş bir yelpazede görülebilir ve her bireyde farklı şekillerde ortaya çıkabilir.
Genel anksiyete bozukluğu, en yaygın anksiyete türlerinden biridir. Bu durumda, sürekli bir endişe hali vardır ve kişi, belirsiz olaylar veya gelecek hakkında aşırı düşünmeye meyillidir. Bu düşünceler kişinin günlük işlerini yapmasını zorlaştırabilir ve genellikle bedensel belirtilerle birlikte ortaya çıkar.
Kısaca bahsetmek gerekirse, panik ve anksiyete atakları, beklenmedik zamanlarda tekrarlanan ataklar yaşamanıza sebep olabilir. Fobiler, belirli bir nesne, durum veya faaliyete karşı aşırı bir korku hissiyle kendini gösterir. Sosyal kaygı bozukluğu ise sosyal durumlarda başkaları tarafından yargılanma korkusunu içerir. Obsesif kompulsif bozukluk, yinelenen irrasyonel düşüncelere sahip olmanızı ve belirli tekrarlayan davranışları gerçekleştirmenizi gerektiren bir durumdur. Ayrılık kaygısı bozukluğu ise evinizden veya sevdiklerinizden uzakta olma korkusuyla ilişkilidir. Son olarak, hastalık anksiyete bozukluğu, sağlık durumunuzla ilgili sürekli endişe duymanızı ifade eder.
Anksiyete, sadece anksiyete bozukluklarıyla sınırlı kalmaz. Aynı zamanda bir dizi ruh sağlığı ve tıbbi başka hastalıkların semptomu olarak da ortaya çıkabilir. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), travmatik bir olaydan sonra yaşanan yoğun kaygıyla ilişkilidir. Majör depresif bozukluklar, depresyon ve kaygı arasında güçlü bir ilişki içerir. Kronik hastalıklar, örneğin kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve diyabet gibi durumların yönetimi, anksiyete belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Madde kullanım bozukluklarına sahip olan kişilerde de anksiyete yaygın olarak görülebilir, çünkü semptomları yönetmek için bazen kendiliğinden madde veya alkol almaya çalışırlar. Son olarak, anksiyete genellikle kronik ağrı bozukluğu olan kişilerde de ortaya çıkabilir. Kronik ağrıyla birlikte anksiyete sıkça görülür ve birbirini etkileyebilir.
Anksiyeteyle ilgili olan bu ilk yazımda, anksiyetenin türleri ve diğer hastlalıklarla ilişkisine odaklandım. Umuyorum ki, bu yazı size anksiyetenin karmaşıklığını biraz olsun anlatmama yardımcı olmuştur.
Unutmayın, korkularımızla yüzleşmek ve içsel huzurumuzu yeniden keşfetmek için cesur adımlar atmaktan asla çekinmeyelim.
Değerli okurlar, yazımızın sonuna gelirken, sizlerin sorularını ve önerilerinizi merak ediyorum. Sorular ve öneriler için Olay Gazetesi’ni arayabilir veya mail atabilirsiniz, böylelikle bir sonraki yazımda sorularınıza cevap olabilirim.
Sevgiyle kalın,
Psikolog Melike Barış
Website: www.melikebaris.com
Instagram: www.instagram.com/psikolog_melikebaris/
- Çocukların İç Sesi, Bizim Sesimizden Doğar
- Tanıdık Olan Her Zaman Güvenli mi?
- Kendin Olmanın Unutulan Hâli
- “Aman Bozulmasın” Derken Bozulan Sen misin?
- Küçük Davranışlar Büyük Anlamlar
- Zorbalık
- Çocuğun Sığınacağı Liman
- Çocuğumun Dikkati Çabuk Dağılıyor
- Terapi Sürecinde Neden Bazen Kötü Hissedilir?
- Sessiz, Sakin, Olgun Çocuk