
‘Mal da yalan, mülk de yalan var gel biraz da sen oyalan’
Vatanımızı bölmeye çalışan mal, mülk hırsı ve dünyevi çıkarlar üzerine oynanan oyunları gördükçe yakın tarihli bir yazım aklıma geldi.
Her birimizin ruhu bu dünyaya bir amaç için geliyor. Ruhlarımız bu hayat oyununda farklı roller alıyor. Aslında amaç bu kısacık yaşamda, dünya sahnesine, gelecek nesillere, insanlığa maddi ve manevi, minicikte olsa yararlı bir şeyler bırakabilmek, kendimizi özellikle manevi boyutta geliştirebilmek. Sadece para kazanmanın, mal mülk, mevki sahibi olmanın, aşk, meşk, ilişkiler, çocuk sahibi olmanın, dünyevi zevkler peşinde koşmanın huzur getirmediğini artık biliyoruz sanırım. Hepimizin rızkını ise Yaradan vesileler ile veriyor.
Türkiye’nin en köklü ailelerinden, Türkiye’ye her zaman birçok konuda artı değerler katmış, Koç ailesi üyesi Mustafa Vehbi Koç geçen aylarda ani şekilde vefat etmişti. Seneler önce İstanbul Üniversitesini bitirdiğimde birçok yeni mezun gibi amacım iyi bir kurumsal şirkette işe başlamaktı. Kariyer hayatımın başlangıcı Koç Şirketler Topluluğuna bağlı olan Migros A.Ş. oldu. Çok yoğun ve aylar süren bir program sonrasında Yönetici Adayı olmaya hak kazanmıştım.
Benim için Koç şirketler çatısı altında çalışmanın anlamı her derece ve kademede çalışanlarına saygılı, değer veren, hakkını veren, her türlü sosyal ihtiyacını düşünen, maaşını hiç bir zaman aksatmayan bir kurum için çalışmaktı. Koç ailesinin bazı üyeleri ile tanışma imkânımda olmuştu o dönem. Ve biliyorum ki sadece ve sürekli para sahibi olmak değildir zenginlik.
Zenginlik dededen başlayarak vatanında eğitimsizliğe, cahilliğe, geri kalmışlığa, fakirliğe savaş vererek olur. Zenginlik onca eğlenme, gezme, har vurup harman savurma imkânları varken vatanında halen yüz bine yakın insana iş istihdamı yaratmakla, koca koca holdinglerin başına geçerek o stres dolu hayatı yaşamakla olur.
Yatı var, katı var ne stresi diyenleri duyuyorum. Ama emin olun ki gerçek zenginlik hayatı disiplinle yaşayanlardır. Hayatımızın devamı için tabi ki para kazanmak çok önemli. Ama mutluluk, sağlık gibi hanımefendilik, beyefendilik, mütevazılık gibi bazı manevi değerler para ile satın alınamıyor.
Sahip oldukları vakıflar, verdikleri burslar, sanata katkıları, bu ülkenin milli değerlerine katkıları önemlidir. Yaradan rızkı vesileler ile verir demiştim. Koç ailesinin şirketleri de Yaradan’ın bu vesilelerinden sadece biridir. Vefatının ardından sanırım haset edenler hariç, kendisiyle hiç tanışmamış insanlar bile samimi üzüldüler. Eminim hataları, kusurları vardır. Kimin yok ki? Önemli olan mütevazi bir şekilde yaşadı ve faydası zararından daha çok oldu.
Mustafa Koç’un dedesi rahmetli Vehbi Koç’un seneler önceki vasiyeti ise şu geçici dünyada mal ve para hırsıyla insanlıktan çıkmış kişilere gelsin. Vehbi Koç ölmeden evvel oğlu Rahmi’yi çağırıp, “Beni mezara mutlaka çoraplarımla gömeceksiniz, yoksa hakkımı helal etmem” diye vasiyet etmiş ve bir de mektup vermiş. “Bu mektubu ben öldükten sonra ilk başın sıkıştığında açarsın” demiş. Gün gelmiş Vehbi Koç Hakkın rahmetine kavuşmuş.
Oğlu, vasiyeti gereği babasını çoraplarıyla gömmek istemiş. Fakat camiinin imamı bunu kabul etmemiş,
“İlle de çoraplar çıkacak, yoksa namazı kıldırmam” demiş.
Başka bir imam getirmişler ama nafile, “Dinimize ters” diyerek o da kabul etmemiş.
Rahmi Koç çaresizlikten kıvranıyormuş. Düşünmüş taşınmış ama bir çözüm bulamamış. Birden aklına, babasının
“ilk başın sıkıştığında açarsın”
dediği mektup gelmiş. Rahmi Bey hemen mektubu bulup heyecanla açmış. Mektupta aynen şöyle yazıyormuş:
“Gördün mü oğlum Rahmi! Ben ki Türkiye’nin en zengin adamıyım. Ama mezara bir çorap dahi götüremedim.”
Sevgi ile kalın…
Facebook: neslihandogan.london
- Kendiniz Olma Alışkanlığı…
- Hayata Dair…
- Zihin, Duygu ve Beden Bağlantısı…
- 25. Kare Tekniği ve Subliminal Mesaj Nedir?
- Hayata Dair…
- Kadının Bilgeliği…
- Para Koçluğu Nedir?
- Geçmişim, İzin Ver De Gelişeyim…
- Yürek Isıtan Görüntüler Lazım…
- Motive Eden Film Önerilerim…