Son yazılarımda kişisel ve kurumsal imaj konularına biraz ağırlık verdim. Çalışma alanlarımdan biri olan ve çok severek yaptığım dekorasyon işlemleri hakkında daha az bilgi paylaştığımı bir okurum hatırlattı bana…
Dekorasyon alanı deniz ve derya gibi aynı zamanda çok keyifli olan bu alan hakkında paylaşılacak çok bilgi var elbette.. Bu konuda bir çok portalda onlarca yazı bulabilirsiniz. Ben ise dekorasyon işlemlerinin etki alanı ile ilgili bir yazı kaleme almak istiyorum. Dekorasyon mağazadan aldığınız eşyaları bir alana yerleştirmek midir? Yoksa komşunuzda gördüğünüz eşyaların aynısına sahip olmak mı? Veya moda rüzgarına kapılmak mı? Yada bir mimarla anlaşıp sadece onun öngördüğü gibi dekore edilmesi mi? Sorular bu şekilde uzayıp gidebilir…
Çoğu zaman dekorasyon işlemleri bu sorulara uygun yapıldığı için soruların cevaplarını duyar gibiyim!!! Dekorasyon alanındaki birikimlerime istinaden söyleyebilirim ki hangi alanda uygulanacak olursa olsun dekorasyon işlemleri etki alanına göre yapılmalıdır; ortamın kullanım alanı, kullanacak kişilerin hayat biçimleri, kişilerin ruhsal durumları gibi konular ön planda tutulmalıdır. Bunu bir örnekle açıklamak istiyorum; Beş kişilik bir aile var diyelim, anne ve baba yoğun ve yorucu işlerde çalışıyor…
Çocuklardan biri içine kapalı odasından dışarı çıkmak istemiyor…Diğeri çok agresif ve saldırgan. Bir diğeri ise pozitif, çalışkan ve mutlu bir karaktere sahip…
Bu ailenin evini kişilerin hayat biçimlerine ve ruh yapılarına uygun dekore edersek neler yapmalı ya da yapmamalıyız. Renkler ve malzemelerin dokusu etki alanında önemli bir role sahiptir. Anne baba yoğun ve yorgun bir hayat biçimine sahip olduğu için dinlenme alanlarına ihtiyaç vardır. Kullanılacak alan büyük ise ayrı bir dinlenme alanı yaratılabilir ancak
genel olarak salon bütün ailenin yaşam ve dinlenme alanıdır. Bu kapsamda salon dinlenmek için uygun yapıya sahip ve aynı zamanda enerjiyi yukarıda tutacak şekilde d i z a y n edilmelidir.Salonda kullanılacak soft soğuk renkler ve yumuşak dokulu kumaşlar dinlenme hissi yaratır.Koltuk ve yastıklar bu tanıma uygun seçilmeli ve ortama canlılık verecek sıcak renklerden objelerle enerji yüksek tutulmalıdır.Fazla dağınıklık ve sıkışıklık kişiye yorgunluk ve daralma hissi uyandırır. Bu nedenle eşyalar ergonomiye ve ihtiyaca uygun konumlandırılmalıdır. Gereksiz parçalara yer verilmemelidir. Aşırı aydınlık ve karanlık ortamlar kişi üzerinde yorucu bir etki yaratır bu denge iyi ayarlanmalıdır. Çok kalın, ağır ve koyu renk perdelerde aynı olumsuz etki verir. Özellikle salonda açık renk, hafif ve diğer eşyalarla uyum içerisinde bulunan perde kullanılmalıdır.
Çocuklar açısından bir değerlendirme yapacak olursak; burada üç ayrı karaktere sahip çocuk var bu çocukların hepsini aynı renk, aynı dekor ve aynı oyuncaklara mahküm edersek kaybolmuş karakterlere neden oluruz. Bu noktada nasıl bir düzenlemeye ihtiyaç var; Evin büyüklük alanı uygunsa ve üç ayrı oda imkanı varsa her çocuğun karakterine uygun, diğer aile bireyleriyle bağlantıları kopmadan, kişiye özel alanlar yaratmak gerekir.
Eğer bu imkan yoksa, tek bir oda varsa bu oda sadece uyku odası olarak düzenlenmeli ve yine çocukların karakterlerine uygun olarak oyun ve gelişim alan
larına evin diğer bölümlerinde yer verilmelidir. İçine kapalı birinci çocuğu değerlendirelim; Bu çocuğu dışa dönük, iletişime açık, kendini ifade edebilen birine dönüştürebilmek için bazı destekler vermek gerekir. Dekorasyonda buna yardımcı bir unsurdur. Bu kapsamda dekorasyon açısından neler yapılabilir; İçine kapalı bir çocuğun bütün eşyalarını bir odaya koyup onu oraya mahküm etmemek gerekir. Odayı sadece uyku ve kişisel özel eşyalarını koyacağı bir alan olarak düzenlemek uygun olur.
Herkesin bir arada bulunduğu, salon gibi ortamların bir köşesinde ise oyun ve gelişim alanlarına yer verilmelidir. Oyuncaklarında ve gelişim eşyalarında turuncu gibi arkadaş canlısı canlı renkler kullanmak çocuğun dışa dönüşümünde yardımcı olacaktır. Sesli ve grup ile oynanan oyuncaklar ise paylaşım bağının kuvvetlenmesine yardımcıdır. Uyku odalarını sakinleştirici soğuk renkler fakat onunla iletişim bağı kuracak karakter semboller nevresimlerinde veya odanın duvarlarında bulunmalıdır. Agresif ve saldırgan çocuğu ele alırsak; bu çocuğun u y k u odası kesinlikle soft soğuk renlerde boyanmalı ve dekor edilmelidir.Kırmızı gibi enerjiyi yüksek tutan sıcak renkler çocuğun agresifliğini daha da artmasına neden olur. Ahşap gibi sıcaklık ve yatıştırıcı etki yapan mobilya ve kadifemsi yumuşaklık hissi veren kumaş dokuları kullanılmalıdır. Eşyaları kolaylıkla ulaşabilir olmalı, çocuk ulaşabilirlikte zorluk yaşamamalıdır.
Diğer bireylerle paylaşacağı ortak eşyalarada sahip olma imkanı sağlanmalıdır. Kendiyle barışık olan üçüncü çocuğu ise ihmal etmemek gerekiyor. Onun hayatında herşey normal diye göz ardı edilmemelidir. Bu yapıya sahip bir çocuğun yaşam alanını düzenlerken, kişiye özel alanını diğer çocuklardan koruyacak bir ortam sağlanmalı
dır.Vermek istemediği bir eşyasını zorla diğer çocuklarla paylaşması istenmemelidir. Gelişim çağındaki bütün çocukların düzenli bir uykuya ihtiyacı vardır. Düzenli uyku soft soğuk renkler ve yumuşak dokulu kumaşlar içerisinde sağlanabilir.
Aynı zamanda bu çocukların gelişimlerini sağlamaları için algılarının açık olması gerekir. Uyku dışında geçirecekleri ortamlarda sıcak renkler yansıttıkları etkiye göre dengeli bir şekilde kullanılarak çocukların algılarının açık olması sağlanmalıdır. Özellikle son yıllarda herşeyi bir arada bulunan konseptli çocuk odaları onların bir odaya kapanmalarına neden oluyor. Ve iletişimsiz, saatlerce odalarından çıkmayan, kulağında kulaklık, ellerinde elekronik bir eşya nedeniyle tamamen iletişimsiz, duyarsız, algısız ve içine kapanık hastalıklı derecede nesillerin çoğalmasına yol açıyor. Evinizdeki kişilerin yaşam biçimlerine, kişilik karakterlerine uygun renk kullanımı ve dekorasyon biçimiyle daha sağlıklı, paylaşımcı ve mutlu ortamlar yaratabilmeniz mümkün.
Burada dikkate alınması gereken nokta şudur;
• Siz eşyaların mahkümü olmayın, eşyalar sizin ihtiyaçlarınızı karşılasın.
• Her gördüğünüz eşya sizi yansıtmaz, eşyaları yaşam biçiminize, kişilik karakterinize, ergonomiye ve alan uygunluğuna göre tercih edin.
• Bütün eşyaların dokunabilirlik özelliği olsun, kullanmadığınız veya ihtiyaç duymadığınız hiç bir parçayı ortamınızda bulundurmayın.
• Renk ve eşya dokularının insan psikolojisi üzerinde oldukça etkili olduğunu unutmayarak bu konularda bilgi sahibi olun.
• Moda rüzgarına kapılmayın, bu alanın ticari amaç güttüğünü unutmayın.
• En önemlisi evinizi, işyerinizi bir vitrin gibi düzenlemeyin, siz eşyalara dokunun eşyalarda yansımalarıyla sizin hayatınıza dokunsun!!!
- Stil sahibi bir şehir (Rochester)
- Zamanın ötesinde bir lider ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’
- Sibel Tüzün ile Moda
- Sibel Tüzün Londra’da ses eğitimleri veriyor
- Yaz Mevsiminde Saç Bakımının Püf Noktaları
- 2021 Mayo Trendleri
- Güneşli Günler
- Ayakkabı modaya değil ayak sağlığına uygun olmalıdır
- Kıvırcık saçlar
- Saçın Yapısı