Bazı olgular ya da yaşayış şekillerimiz vardır ki üzerinde hiç düşünmeyiz ve bunları bir alışkanlık olarak ya da öğrenilmiş bir davranış olarak hayatımızda her zaman uygularız.Bireyler bu tür davranışları kendilerinin kişisel gerekliliklerini hesaba katmadan öylesine kabul ederler ve böyle yaptıkları içinde bu tür eylemlerinden pekte verimli bir sonuç alamazlar.
Bizim geleneksel olarak kullandığımız bazı laflar vardır; önce sağlık, aman cana gelmesinde mala gelsin gibi. Ama iş pratikte bunu uygulamaya geldiğinde genel olarak hiçte bu söylemlerimizde pek çok kullandığımız lafları dikkate almayız. Sağlığımızın iyi olmasını sağlayacak işleri teker teker ihmal ederiz, nasıl daha sağlıklı olunabilinir konusuna kafa yormayız ve ancak yumurta kapıya dayandığında teleşa kapılıp, ahlayıp vahlarız.
Sağlıklı olmanın gerekliliklerinden biride düzenli olarak doktora gitmek ve hastalanıldığında ya da önlem olarak ilaç kullanmaktır. İlaçlar üç ana prensibe göre çalışırlar; Birincisi vücudumuzda eksik olan veya az olan maddelerin yerini alırlar ya da takviye ederler, ikincisi vücut hücrelerinin çalışmalarında, ihtiyaca yönelik değişikliklere neden olurlar ve de hastalığa sebep olan organizmaları ya da normal olmayan hücreleri yok ederler. Ama her küçük bir olayda ilaç almak gerekmez ya da her ilaç bütün vücütlarda aynı etkiyi yaratacak diye bir garanti yoktur.
Belirtmek istediğim nokta toplumlarımızın ilaca olan kayıtsız şartsız, herşeyin ilaçlar sayesinde hal olacağı gibi bir inanca sahip olması. Sosyal psikolojinin alanına girdiğini düşündüğüm bu konuda oturup düşünmek gerekiyor. Bizim insanlarımıza ilaç denildi mi akan sular duruyor. İlaçlar ekmek peynir gibi ha bire yutuluyor. Örneğin kişi bazı ağrılardan şikayetçi oluyor ve bu ağrıların hafif ve düzenli egzersizlerle düzeleceği söylense de o evinde miskince oturup hap içmeyi tercih edebiliyor. Özellikle insanlarımız yaşları ilerlediğinde ilaç bağımlılığı çok daha üst aşamalara varıyor ve günlük yaşamın önemli bir bölümünü işgal ediyor.
Yukarıda belirttiğim gibi ilaçlar bir gereklilik ve insanlık bir çok amansız hastalığı gelişen Tıp Bilimi ve ilaçlar sayesinde yendi. Ama ilaçlara olan kayıtsız şartsız bağlılık doğru değil. Her ne kadar gerektiği zamanda doktor tavsiyesi ile ilaç kullanmamız gerekse de kişiler hayatlarını daha sağlıklı yaşama konusunda sorumluluk sahibi olup ona göre davranışsal değişiklikleri uygulamaları gerekir.
Ne de olsa ilaçlar imdadımıza yetişir, daha zamanım var bana bir şey olmaz diyerek,vücutlarımızı her türlü zararlı alışkanlıkların alıcısı yapmak, yediğimize-içtiğimize dikkat etmemek ve düzenli bir şekilde spor yapmamak hiçte mantıklı davranişlar olmaz. Hasta olunduğunda ilaç kullanımı nasıl gerekliyse, rahatsızlığı yenmek ve daha sonra yine gelişmesini önlemek için ona uygun (diyet, spor, sigara veya alkolü bırakmak vs.) önlemleri de almak gerekiyor.
Önceki yazılarımda belirttiğim gibi bir çok davranışsal değişiklik, örneğin sosyal ilişkilerin arttırılması, düzenli egzersiz yapmak psikolojik rahatsızlıkları önleyebiliyor ya da yenmemize yardımcı olabiliyor.
- Kendi Romanımızın Baş ‘Kahramanı’ Olmak
- Romanımızın baş ‘Kahramanı’ olmak
- Özgür Birey Özgür Toplum
- Vicdan, Politika ve Empati
- Kendine Zarar Verme
- Konuşarak Sorunlarımı Çözebilir miyim?
- Psikolojik terapilerden neden korkuyoruz?
- Mahallenizdeki Terapist – IAPT
- Yanlış kişiyle evlenmek
- Facebook Paylaşım Savaşları!