Hepinize Merhaba,
Bugün Kurban Bayramının ikinci günü. Kurban Bayramı üzerine dini bir sohbet yapmayacağım. Zaten bilgim ve ilmim böyle önemli bir konuya değinmeye yetmez. Yazdığım konularla ilgisi olduğu için ben bu hafta konuya farklı bir açıdan kısaca değinmek istiyorum.
Her geleneğin ve kalıplaşmış ritüelin genellikle bilinen bir Zahiri (görünen, açık) bir de Batıni (gizli, görünmeyen) manası vardır. Her dinde günümüze gelene kadar kendinden yüce olan bir güce adak vermek mevcuttur. Bu güç ise herkese göre değişir.
“İslam’da Emir ve Yasakların Hikmeti” kitabında dini terim olarak kurbanın açıklaması şu şekildedir: “Allah ’a yakınlık sağlamak niyetiyle belli özelliklere sahip hayvanın ibadet maksadıyla kesilmesi demektir. Kurban kesmenin biri ruhi-manevi, diğeri sosyal ve insani olmak üzere iki yönlü hikmeti üzerinde durulabilir. Kurban çok eskilere dayanan bir geleneğe sahiptir. Kurban can da dahil olmak üzere inanmış bir kimsenin bütün varlığını Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun işaretidir.”
Yani aslında bakınca tüm ilahi dinlerde ve geçmişteki kültürlerde adak adamak bir şeylerden fedakarlık etmek anlamına geliyor. Kurban hayvanlarına bakılınca genelde etinden, sütünden faydalanılan değerli hayvan türleri olduklarını görürüz. Gidip de vahşi veya işe yaramayan hayvanlar değillerdir. Yani kişi maddi olarak sahip olduğu değerli hayvanını genellikle fakirleri doyurmak maksadı ile yaradan yolunda feda etmektedir.
Gelin batıni (gizli) anlamına bir bakalım. Feda etmek dedik. Bu sadece maddi değer olmasa gerek. Değerli büyük alim Lütfi Filiz ne güzel aktarmış;
“Ancak aslında yapılması gereken şey nefsin kurban edilmesidir. Bu yolla nefsini kurban eden kişinin artık ne canı kalmıştır ne de malı. Hepsi Allah’ın olmuş demektir. Çünkü kurban kurbiyet yakınlık demektir. Yapılan iş ise, nefsin damarlarının kesilip can dahil hiçbir şeyimizin kalmadığını, hepsinin Allah’ın olduğunu ifade etmek içindir.”
O zaman eğer kurban bir şeyden fekadarlık etmekse, neden ayrıca bu bayram kendimizde beğenmediğimiz, nefsimizden yani egomuzdan gelen bir şeyi de kurban etmiyoruz? Bu noktada “Ego nedir” sorusu akla geliyor. Eckhart Tolle’un “Şimdinin Gücü” adlı kitabından önemli olduğunu düşündüğüm “ego” ya dair, “an”a dair kısa alıntılar yapmak istiyorum.
“Ego, sahip olmayı Varlık ile birleştirme eğilimindedir. Sahibim, o zaman Varım. Ne kadar çok sahip isem o kadar çok Varım. Örneğin; benim yüzüğüm dediğinizde yüzüğünüzle Varlığınızı birleştiriyorsanız yüzüğünüzü bir şekilde kaybettiğinizde Varlığınız eksilmiş gibi hissedip üzülebilirsiniz. Siz yüzüğünüz değilsiniz. Eşyalara, maddelere, olaylara bağlanmaktan nasıl vazgeçebilirsiniz? Bunlara bağlanmaktan vazgeçmek, ancak kendinizi onlarda aramayı bıraktığınız zaman mümkün olabilir, bu arada sadece eşyalara, maddelere vs. bağımlı olduğunuzu fark edin. Bunu fark etmek, kendinizi onunla tanımlamanın ötesine geçmeye başlamaktır. O zaman şunu hissedersiniz; ‘Ben bağımlılığın farkında olan farkındalığın kendisiyim’. İşte bu bilinç değişimin başlangıcıdır.”
Gelin bu bayram bir değişiklik yapalım ve içe dönelim. Yanlış olduğunu, size maddi veya manevi zararı olduğunu bildiğiniz halde nefsinizin hoşuna giden ve bırakamadığınız neler var? Bu bayram küçük veya büyük bunlardan birine son verelim mi? Tabi ki biz ermiş değiliz, peygamber değiliz. Dünyevi kimliğimizi ve egomuzu tamamen bırakamayız. Ama bir yerden başlayalım. Mesela sigara, alkol, çok yemek, çok uyumak, çok tv seyretmek, kumar, malı ile gurur duymak, kibir, çok bilgisayar oyunu oynamak, kıskançlık, dedikodu, affedememek veya size zarar verdiğini düşündüğünüz herhangi bir bağımlılığınız olabilir. Hem bunu yapmak kendimize olan öz saygımızı ve öz güvenimizi yükselterek çifte bayram yaşatabilir.
Sevdiklerinizle birlikte huzurlu bir bayram diliyorum. Happy Eid al-Adha!
e-mail: info@ndlondon.com
- Kendiniz Olma Alışkanlığı…
- Hayata Dair…
- Zihin, Duygu ve Beden Bağlantısı…
- 25. Kare Tekniği ve Subliminal Mesaj Nedir?
- Hayata Dair…
- Kadının Bilgeliği…
- Para Koçluğu Nedir?
- Geçmişim, İzin Ver De Gelişeyim…
- Yürek Isıtan Görüntüler Lazım…
- Motive Eden Film Önerilerim…