Başbakan Yardımcısı ve hükümetin sözcüsü Bülent Arınç Londra’daydı… Arınç, çoook iyi bir demogog ve o kadar da takiyyeci… Atmosferi yumuşatıp, köşeleri törpüler görünse de kinci mi kinci bir politikacı. Türküdeki “rakı” kelimesinden rahatsız olacak kadar da hoşgörüsüz. İki yüzlü tavrından dolayı da başbakan ile arası çok sık bozuluyor. Son olarak Başbakan’ın “çete, haşhaşi” görüp “inlerine kadar gireceğiz” diye tanımladığı cemaati “Hizmet hareketi” olarak nitelendirip eninde sonunda aralarının düzeleceğinden emin olduğunu söyledi. Bu yalanının başbakanı kızdırdığına ve Cemaati de güldürdügüne eminim.
İşte bu hazret geçen cuma günü günü merkezdeki Anadolu Ajansı (AA) bürosununun açılışını yaptı. 28 yıl önce Londra’ya ilk geldiğim günlerde AA’nın ofisini ziyaret etmiş ve rahmetli Övül Tezişler ile tanışmıştım. Süreç içinde AA’nın bürosu küçüldü ve kapandı. Şimdi yeniden törenle açıldı. AA AKP iktidarıyla habercilik ilkelerine uymayan, hükümetin bir basın bürosuna dönüştü… AB, “Başbakan Erdoğa diktatöre dönüşüyor” diye neredeyse müzakereleri askıya alacak ama haberini AA’da göremezsiniz. AA, “Türkiye’nin ihracatı yüzde 7 arttı” diye yazar ama ithalatının katlandığını görmez. Başbakan öksürse yazar, yüzbinler iktidarı protesto eder, görmez. Yani yalan dolan…
Neyse Arınç’a dönmek istiyorum. Arınç’ın Londra programında cuma günü saat 17.30’da Yunus Emre Kültür Merkezi’nde konferans vereceği, sivil toplum temsilcileriyle görüşeceği yer almıştı. Olay’ın geçen sayısında da Arınç’ı protesto hazırlıklarına ilişkin bir haber vardı… Protesto kulağına gitmiş olmalı ki Arınç bu programını iptal etti. Gerekcesi de programının yoğunluğu… Yalan dolan…
***
İngiltere ulusal basınında ekonomiye ilişkin iyi haberler çıkmaya başladı. Enflasyon düşüyor… İşsizlik düşüyor… Dış borçlar azalıyor… Bana göre bütün bu haberler Mayıs ayında yapılacak yerel seçimlerine hazırlık… Hep yalan dolan… Bir muhafazakar çıkar da “Yok değil kardeşim, gerçekten ekonomi iyiye gidiyor” derse, “Peki çekin elinizi sosyal kesinti ve kısıntılardan” derim… Başbakan’ın demogojisi gibi “Ekonomi hassas dengede, iyileşme sürecini bozmak istemeyiz” diye yanıtlarsa da “Yalan dolan” derim…
***
Mayıs’ta yerel seçimler olacak. Önümüzdeki yıl da genel seçimler… Bizim toplumda da politika yapanlar her zaman olduğu gibi yine kolları sıvayacak. Siyasetçi ile politikacı arasındaki en büyük fark “yalan dolan…” Zaten Türkçe’de de günlük konuşmada da çok kıvırana “çok politik”, işini yürütmek için hoş davranana da “çok politikacı” denir… Bizim oy vereceğimiz adaylar herkese boncuk dağıtan politikacı değil, siyasetçi olmalı. Dik durmalı… Dürüst olmalı… Kendisiyle barışık olmalı. Geçmişinde karanlık nokta ve izlediği çizgide soru işaretleri olmamalı… Yani kısacası yalanı dolanı olmamalı…
***
Londra’daki sendika ve sosyalistlerin koalisyonu (TUSK) adayları geçen hafta DAY MER’de tanıtıldı. Kesintilere ve özelleştirmelere karşı ortak şiarla seçimlere hazırlanacak TUSK adaylarının çoğu işçi kökenli. Toplumsal kaygılarla siyasete soyunuyorlar… Kendilerine hanlar hamam yapma, ihalelerde öncelik sağlama, kamuda prestij edinme gibi dertleri yok… Bu ülkede iyiden güzelden yana bir şeyler değişsin artık. TUSC adayları kazandıkları belediyelerde yalanın dolanın mumunu söndürsün. Kapalı kapılar ardındaki toplantılarda dönen dolapları biz seçmenlere açıklasınlar… Oyum TUSC üyelerine olacak…
***
Dostlar bu politikacıların sayesinde hayatımız yalan dolanla dolu… Oysa düsturumuz Şair Can Yücel’in dediği gibi “Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi…” olmalı… Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi…
- Soyguncu havayolu şirketlerine karşı kampanya
- Ankara Anlaşmalı öğrencilerin haklı kampanyası
- ‘Universal Credit’ dedikleri ?
- 2 Mayıs’taki oyum
- Oxford Street’de Urfa’daki işçileri desteklemenin erdemi
- Namık Kemal’in Londra’daki izi
- İngiltere’de emekli maaşı 50 paket sigara karşılığında
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (II)
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (I)
- İngiltere laikliği sağlamlaştırıyor